Dürüstlük kuralı, yabancı mahkeme lehine yapılan yetki anlaşmalarına dayanan
yetki itirazları bakımından da uygulanma alanı bulur. Bununla birlikte,
kanunun verdiği yetkiyi kullanarak ve sözleşme serbestisi içinde karşılıklı
ve birbirine uygun irade beyanlarıyla yabancı bir devlet mahkemesini yetkilendiren
tarafların, yine kanunun verdiği yetkiye dayanarak uyuşmazlığın
o mahkemede çözümlenmesi gerektiğine yönelik olarak yaptıkları itirazın,
başkaca hiçbir somut veri bulunmaksızın, sadece davalının savunma haklarını
kendi ikametgâhı mahkemesinde daha iyi kullanabileceği varsayımına
istinaden dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığının kabulü yerinde olmaz. Tam
aksine, böyle bir itirazı ileri süren kişi, yabancı mahkemeyi yetkili kılmak
yönündeki daha önceki davranışlarıyla çelişmeyen, bu davranışıyla istikrar
arz eden bir itirazda bulunmuştur. Bu itibarla Yüksek Mahkeme’nin, yabancı
mahkeme lehine yapılan yetki anlaşmalarını adeta işlevsiz kılan ve 1988 tarihli
Hukuk Genel Kurulu kararına dönüş anlamına gelen bu içtihadından
dönülmesi gerekmektedir.
Yetki Anlaşması yetki itirazı dürüstlük kuralı münhasır yetki hakkın kötüye kullanılması
Principle of bona fides is in force for the jurisdiction objections based on choice-of-foreign court agreements. However, rejection of a jurisdiction objection, raised in accordance with the rules of law and by the parties who had granted jurisdiction to a foreign court by their mutual choice-of-court agreement within the freedom of contract and upon the authority that was granted by rules of law, without depending on any other concrete reason, just depending on the hypothesis that defendant can use his rights of defense more effective, is not justifiable. On the contrary, the party’s conduct that raised such an objection does not constitute a paradoxical conduct and is consistent with the previous conduct to grant jurisdiction to a foreign court. Therefore the decision of Court of Cassation’s that neutralizes the choice-of-foreign court agreements and that connotes the return of Court of Cassation’s decision of 1988 should not be followed.
Choice-of-court agreement jurisdiction objection principle of bona fides exclusive jurisdiction abuse of rights.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | İncelemeler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Ocak 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 31 Sayı: 1 |