-
Su, bütün canlıları yaşamları boyunca hem kendisine bağlayan hem de onların yaşamlarını
doğrudan etkileyen vazgeçilmez bir kaynaktır. Su sadece insan için biyolojik bir gereksinim
değil, aynı zamanda ekonomik, toplumsal, kültürel yaşamın da bizzat kendisidir. Ancak
yaşamsal öneme sahip olan bu kaynak, ne yazık ki yeryüzünde sınırlı miktarda
bulunmaktadır. Buna karşın artan dünya nüfusu ve ekonomik gelişmeler, bir yandan suya olan
talebi artırmakta diğer yandan sınır değerlere yaklaşmış görünen su rezervlerini tehdit
etmektedir. Bugün mevcut su kaynakları, artan nüfus, küresel ısınma, tarım, sanayileşme ve
kentleşme gibi unsurların tehdidi altındadır. Başta sanayileşme ve kentleşmenin yol açtığı
kirlenmeler nedeniyle birçok su kaynağı kullanılamaz hale gelmiştir. Bu durum su
hizmetlerinde etkin bir yönetim sisteminin oluşturulması gerektiğini göstermektedir. Son
yıllarda su yönetimi alanında önemli gelişmeler yaşanmaya başlanmıştır. Etkinlik ve
verimlilik gibi sorunlar gerekçe gösterilerek su hizmetlerinin özelleştirilmesi yönündeki
talepler, daha sık dile getirilmektedir. Bu çalışmanın amacı, bütün canlılar için vazgeçilmez
bir unsur olan suyun küresel ısınma ve iklim değişikliği sürecinde nasıl krize dönüştüğünü ve
bu krizden çıkmak için ne tür önerilerin sunulduğunu irdelemektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Kasım 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Sayı: 39 |