1997 yılında Büyük Britanya'da yeni seçilen îşçi Partisi Hükümeti ticari bankaların tam denetimi yetkisini ingiltere Bankasından alarak yeni kurulmuş bir sistem olan Finansal Hizmetler Otoritesine (FSA) devretti. FSA bütün finansal kurumlar (her çeşit banka, finans kurumları, menkul kıymetler kurumlan, sigorta şirketleri vb.) ve finansal pazarlar için tam denetim ve iş yönetimi denetimi yetkisini eline alacaktı. Böylece, 1998 boyunca Bankanın belirlenmiş bölümünde çalışan banka müfettişleri, birlikte, FSA nın birkaç mil daha doğuda olan Kanarya Rıhtımındaki (Canary Wharf) yeni merkezine taşındılar.
Aynı insanlar aynı işi yapmaya devam ettiler. Daha sonra ne değişti? 11 Üstelik işlerinin ticari gizliliği, önceden ofislerinin bankanın diğer kısımlarından izole edilmesi anlamına geliyordu. (Çin Şeddi!) Uzun mesafeli iletişimdeki kolaylığın arttığı göz önünde tutulursa (fax ve telefonda olduğu gibi e-mail ile de) fiziksel bir taşınmayla bilgi kanalları gerçekten de bu denli değişmiş olabilir miydi?
Muhtemel bir cevap hem fiziksel bir mekanın hem de bankaların finansal denetimlerinin organizasyon yapısı aslında ikinci dereceden bir problem olabilir. Bu bölümün amacı, öyle olup olmadığını ya da olsa bile finansal kurumların nasıl denetleneceğini tartışmak değildir. Süregelen bir sanıya göre de organizasyon yapısı ne olursa olsun tersine bankacılık/finansal müfettişlerin Merkez Bankası ile bir arada çalışmak zorunda olacakları bir denetime ihtiyaç duyulmaya devam edilecektir.
Buna rağmen Merkez Bankası daha çok mali istikrarın makroekonomik göstergelerine odaklanmıştır. Bu tür makro hedeflerin başarısı, ödemeler sistemi, bankacılık sistemi ve finansal sistemin daha geniş alanda düzgün çalışmasındaki, mikro düzey finansal istikrarın sürdürülmesi esasına dayanır.
Böylelikle Merkez Bankasının finansal istikrar ve düzenleme için sürekli bir ilgisi olacak; bir Merkez Bankası denetim kuruluyla sürekli ve yakın temasta bulunma ihtiyacı hissedecektir. Aynı yöntem ile denetim otoriteleri; makro konjonktüre bağlı finansal sistemin sağlık ve
karlılığına göre Merkez Bankasından bu cephede ne beklenebileceğini öğrenmek isteyeceklerdir.
Özellikle hiç kimse kendi omuzlarının üzerinden bakan yaşlı bir akrabayı istemez ve bağımsız bir denetim kurulu da kendi bağımsızlığını kıskanabilir. Aslında böyle bir düşünce tam ve yeterli bir bilgi . akışının engellerinden biri olabilir. Yine de aklı başında bir denetim otoritesi, Merkez Bankasının yapısında önerilen bir değişim için hem bir ortak hem de bir denetim kurulu gibi davranması gerektiğinin farkına varacaktır. Merkez Bankasının kendi başına, fmansal enjeksiyona ihtiyaç duyan, fınansal kurumlara(borç vermek ya da kaynak yaratmak için) finansal kaynak sağlama yetkisi yoktur. Yine, son başvuru işlevlerinin borç verenlerinin ne zaman ve nasıl tamamlanacağım tartışmak, bu araştırmanın amacı değildir. Ancak denetim kurulu finansal sisteme ekstra fonlama enjeksiyonu önermeyi istemelidir ki bunun olması için Merkez Bankasının, (bugünlerde birçok durumda Maliye Bakanlığı'nın da) onayını almak gerekir. İlk etapta ve normal olarak LOLR fonksiyonları Merkez Bankası tarafından yürütülmelidir. Bir banka müfettişinin, böyle bir finansal enjeksiyona vergi mükelleflerinin sermayelerini kullanarak kaynak sağlamak için Maliye Bakanını direkt olarak yaklaştırmasını düşünmek elbette olasıdır. Eğer bu davranış o ülkenin Merkez Bankasının profesyonel isteklerine göre yapılmadıysa, tabii ki o bankaların yöneticisinin istifasını tetikler ve o para otoriteleri arasında krize yol açar. Bankanın kullanılan mevduatlarının serbest bırakılması için ağır basan politik bir baskı varken, Miguel Mancera'nın 1982 de Meksika Merkez Bankasından istifası belki de makul bir örnek olarak gösterilebilir.
Böylece, organizasyon yapısının biçimi ve detayları ne olursa olsun bankacılık yönetiminde ve Merkez Bankasında daha çok finansal istikrarla ilgili olanlar zorla da olsa birlikte çalışmak mecburiyetinde olacaklardır. Eğer böyleyse, organizasyon yapısının tam detaylarının en fazla ikinci dereceden öneme sahip olduğu tartışılabilir
ve uygulamada bu konuya gösterilen özenin ölçüsü, gerçek meselelerden çok 'çıkar' savaşlarının etki alanlarının bir göstergesi olur.
Bu savaşa destek olarak, bankacılık denetimi ve Merkez Bankaları arasındaki organizasyon ilişkileri çoğu ülkede birçok bağımsız yoldan kurulduğu gerçeği örnek olarak gösterilebilir, (bakınız Goodhart ve Schoenmaker 1995; Goodhart, Hartman vd. 1998) Kuşkusuz bu alandaki değişken bakış açısı biçimleri gibi-ve bunlar aşağıda tartışılacaktır- dengeyi tercih edilen biri ya da öteki organizasyon yapısı için bir tercihe doğru değiştiren değişken unsurlar vardır. Bununla birlikte organizasyon yapısının değişiminin bu kadar farklı olduğu gerçeği, sonuç üzerinde ağır basan bir etkiye sahip olamayacağını gösterir. Kabul edilen organizasyon yapısına bağlı çeşitli sonuçlar üzerinde önemli farklılıklar bulmak için uğraşan bazı çalışmalara rağmen (örneğin Heller 1991; Briault 1997; Di Noia ve Di Giorgio 1999 a bakınız) gözlemlenen farklılığın ilk bakıştaki anlamı bunun birinci dereceden önemli olmadığıdır.
Aslında, en iyi organizasyon yapısını belirlemedeki problem, özellikle Merkez Bankası dahil birçok kurum tarafından kolaylaştınl-mamaktadır. Mevcut yapıları ne olursa olsun eğer ekstra, fon ve kapitaller(güç) ilave edilirse bu neticeyi kabul edebilir bir çözüme ulaştırır. Eğer süre gelen bir hipotez gibi, organizasyon yapısı ne olursa olsun bankacılık müfettişleri ve Merkez Bankasının birlikte çalışması gerekliliğini kabul edersek, o yapının ne olduğu neden fark etsin ki? Birçoğu sonradan tartışılacak sayısız sebepler vardır. Bu tip farklılıklar hakkındaki kaygının en önemli sebeplerinden biri, organizasyon yapısının, bankacılık denetiminin uygulamasında görev alan insanlar üzerinde, kaliteleri, çalıştıkları kurumun profesyonel becerileri ve kültürü gibi bazı etkileri olabilir." Bölüm 3.1 in başlangıcında, İngiltere Bankası' nda çalışan aynı bireysel banka müfettişlerinin çoğunun hala FSA da çalıştığını görülmüştür.1" Ama beş ya da on yıl içinde yapının görünümü ve FSA da bu kapasite de çalışanların
İcalacakmışçasma, aynı olacak mı? Ve banka, kriz yönetimi için, hünerlerini koruyabilecek mi? (bakınız, Ferguson 2000; Greenspan 1994). Bu bölümün özelliklerinden birisi, personeli ilgilendiren özellikle gelişmekte olan ve geçici hükümetler açısından organizasyon yapısının etkilerinin sorunlarını vurgular.
Buraya kadar, süregelen sanıya göre, banka müfettişleri ve Merkez Bankasının çok samimi bir şekilde birlikte çalışmaya devam etmesi gerektiği ve kesin çözümün, bankacılık denetimini Merkez Bankasının içinde tutmak olduğudur (bakınız Volcker 1984)." Bilgi akışı kesinlikle arttırılmalı, görüş farklılıkları giderilmeli ve bu tip bir özümsemeyle karar verme hızlandırılmalı ve kolaylaştırılmalıdır. Mali ve finansal istikrarlılığın birbirlerine bağlı oldukları gerçeği ve bunun tarihsel olarak daima bu şekilde olması geçtiğimiz on yılda hem Fransa hem de Almanya'da başarıldığı gibi, yan bağımsız olarak birleştirilmiş bir şekilde tutmak belki de çok önemli bir tartışmaya neden olabileceği düşünülebilir.v
Federeal Rezerv Yönetimi'nin
idarecilerinden biri; Roger Ferguson Jr nin 1998 Konferans konuşması (2000 de yayınlandı), bu bölüm kadar yer kaplamaktadır. Son analizde denetim, düzenleme, pazar hareketleri, risk alma, tam standartlar ve - bunları gözden kaçırmadan-makro istikrar arasındaki bağlantılan anlayacak bir müfettişin olmadığını tartışmıştır.
Bizim incelemelerimizden gelen istihbarat ve düzenleyici sorumluluklar para politikamızda önemli ve bazen de kritik rol oynarlar. Konuyla ilgisi hiç de az olmayan ekonomik stabilizasyon yetkilerimiz bizim de denetim politikamıza katkıda bulunur. Gözlemciler ve deneticiler, denetim politikasını değiştirmesi muhtemel olan çok fazla sert ya da çok fazla yumuşak bir denetimsel duruşun ya da duruştaki değişimin ciddi ve belirgin makro-ekonomik göstergelere neden olabileceğini sık sık gözden kaçırırlar.
Kısaca Fed'in para politikası, denetimsel yetkilerinden dolayı ve denetim ve düzenlemeleri de stabilizasyon yetkilerinden dolayı daha iyidir.
İkinci bölümde sunulan teftiş kanıtıyla öneminin vurgulandığı gibi, mevcut gelgitin oldukça güçlü bir biçimde karşı yönde yaşandığı açıktır." Avusturalya'daki Wallis Raporu, Birleşik Krallık'taki (B. K.) FSA mn kuruluşu, IMF nin üye ülkelere tavsiyeleri,â„¢ (gelişmiş ya da gelişmemiş ülkeler) Kore ve Japonya'daki son gelişmeler,â„¢' Hindistan ve Güney Afrika'daki önerilerin hepsi finansal denetimin Merkez Bankalanndan ayrılmaları'" yönünde olmuşlardır. Bir çok yorumcunun istememesine rağmen, Avrupa sahasında para politikası ile (federal düzeyde) bankacılık denetimi (ulusal düzeyde) arasında bir aynlma bilfiil ortaya çıkmıştır, (bakınız, Dubouchet 2000; Goodhart 2000) Böyle bir aynlma birçok İskandinavya ülkesinde zaten oluşmuştu (Danimarka, İzlanda, Norveç, ve İsveç)." Aslında, böyle bir aynlığı savunmak için geliştirilmiş ikna edici sebepler vardır ve bu değişiklik için gerekli sebepler mevcut gelişmelerin ışığında daha da güçlenmiştir. Böyle bir giriş yapmamızın amacı kısmen de olsa tarihi ve öncelikli bir konuyu Merkez Bankası içinde bankacılık denetimini özümsemek için belirtmekti. Bölüm 1. 2 de aynlma için geliştirilmiş nedenleri belirteceğiz. Bölüm 1. 3 de gelişmiş ülkeler arasında görülen duruma öncelikle bağlı kalarak, birleşme yönündeki tartışmalara döneceğiz. Bölüm 1.4 de özellikle gelişmekte olan ülkelerle ilgili bazı ekstra konulan inceleyeceğiz. Bölüm 1.5 ise sonuç ve gelecek araştırmalar için bazı öneriler içermektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Eylül 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Sayı: 1 |