The history of Turkish media actually narrates a process shaped by social and political changes. Throughout this process, the times when media truly felt itself as the "fourth estate," beyond its role as a "mediacracy" in certain periods, are limited. In fact, Turkish media history, apart from the extraordinary period reshaped by non-media and unethical conditions after the first 15 years of the 2000s, also represents a distinct phase characterized by a prominent oppositional stance. At the very least, it involves looking at developments and events from a more "central" perspective, where partial objectivity has been institutionalized and internalized. However, its fate remains surrounded by a political structure extending back to the era of one-party rule during the age of world wars, despite the technological advancements of the 21st century and the global attainment of democracy's "peak." In this regard, the journey of journalism/media during the first century of the Republic, to some extent, follows a parallel course with the stages the society has gone through. This study, from a critical perspective, is an effort to define the place and identity of the media in Turkish society in the process that transformed from telex to robot journalism.
Türk medya tarihi, aslında toplumsal ve siyasal değişimlerle biçimlenmiş bir süreci anlatmaktadır. Medyanın bu süreçte -belirli dönemlerde üstlendiği- medyakrasi rolü dışında kendisini fiili anlamda 4. kuvvet olarak hissettiği zamanlar sınırlıdır. Aslında Türk medya tarihi, 2000’li yılların ilk 15 yılından sonraki olağanüstü dönemle yeniden şekillenen medya-dışı ve etik-dışı koşullar sayılmazsa, aynı zamanda belirgin bir muhalif tavrın hüküm sürdüğü, en azından gelişmelere ve olaylara daha “merkezden” bakan, kısmen objektifliğin kurumsallaştığı ve içselleştirildiği bir süreçtir. Ancak kaderi, dünya savaşlarının hüküm sürdüğü çağdaki tek partili dönemden, 21. Yüzyıl’ın teknolojik gelişmelerine ve küresel anlamda demokraside ulaşılan “pik” noktaya rağmen yine tek partiye uzanan bir siyasal yapılanmayla kuşatılmıştır. O açıdan, Cumhuriyet’in ilk asrında gazeteciliğin/medyanın geçirdiği serüven, bir bakıma toplumun geçirdiği aşamalarla paralel bir seyir izlemektedir. Bu çalışma, eleştirel açıdan, teleksten robot gazeteciliğe dönüşen süreçte medyanın Türk toplumundaki yerini ve kimliğini tanımlama çabasıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Gazetecilik Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 22 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 2 Sayı: 8 - Yeni Yüzyıl'da İletişim Çalışmaları Dergisi Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Sayısı |