Radyo ve televizyon yayıncılığının izleyiciyle buluşan yüzü ve sesi spikerlerdir. Ülkedeki siyasal, toplumsal gelişmeler radyo ve televizyon yayınlarını doğrudan etkilemekte, değişimler önce spikerlere yansımaktadır. Dilde yenileşme çabaları da bunlardan biridir. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923‘te kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ndeki dilde yenileşme çalışmaları 1927 yılında yayına başlayan ilk radyo yayınlarına yansımış, daha sonra TRT’nin kuruluşuyla birlikte TRT yayınlarında da bu çabalar devam etmiştir. Radyo ve televizyonlardan halka doğrudan hitap eden bir mesleği icra eden spikerler, dilde yenileşme çabalarının da görünen yüzü olmuştur. Araştırmanın amacı, dilde yenileşme süreciyle paralel gelişen spikerlik mesleğinin gelişimini ortaya koymaktır. Araştırmada veriler 1927-1990 yıllarında spikerlik yapmış, çoğu hayatta olmayan spikerlerin hayatta iken kendileriyle yapılmış röportajlardan, video kayıtlarının çözümlenmesinden ve hayatta olan, Türk dili konusunda büyük çalışmalar yapmış Şener Mete ile gerçekleştirilen kişisel görüşmeden elde edilmiştir. Betimsel analiz tekniğinin kullanıldığı araştırmanın bulgularına göre radyo ve televizyonun ilk yıllarında yöneticiler, yapımcılar aynı zamanda spikerlik de yapmış, spikerlik ayrı bir meslek olarak görülmemiştir. TRT’nin kuruluşundan itibaren TRT yayıncılığında spikerlik sınavla girilen bir meslek olmuştur. Spikerlik mesleği, dilbilgisi, fonetik, diksiyon, artikülasyon, vurgulama, tonlama hataları yapmadan, doğru ve güzel konuşmak gibi özellikler gerektirmektedir. TRT spikerleri, emekli olduktan sonra da dilin doğru kullanılması yönünde özel çaba göstermiştir. 1990’lı yıllara kadar olan dönemde spikerler iletişim teknolojilerinin günümüzdeki kadar gelişmemiş olması nedeniyle yetersiz çalışma koşullarından kaynaklı zorluklar yaşamış ve siyasal gelişmelerden etkilenmiştir.
Within the context of Mustafa Kemal Atatürk's efforts to nationalize the newly established Republic in 1923, the Language Revolution and efforts to simplify the Turkish language continued after his passing. The purpose of this research is to outline the requirements of the newscasting profession and to demonstrate the efforts of newscasters in language simplification and the proper use of Turkish. Data for this study was obtained through interviews conducted with newscaster’s who worked between 1927 and 1990, most of whom are no longer alive, as well as the analysis of video recordings. Additionally, personal interviews with TRT newscaster's Şener Mete, who has made significant contributions to the Turkish language, were conducted. Employing a descriptive analysis technique, this research reveals that newscaster’s have been provided with in-service training in order to use Turkish correctly since the early years of radio and television broadcasting. Emel Gazimihal, the first female broadcaster, was sent for training to the BBC by Atatürk's order. The profession of newscasting requires attributes such as proper grammar, phonetics, diction, articulation, emphasis, and intonation to speak correctly and eloquently without making errors. The findings indicate that newscaster’s have a deep passion for the Turkish language in their profession, work on promoting correct Turkish language usage throughout their lives, and despite various challenges, they consider their profession as an honorable one.
Languaga Revolution Turkish nationalizaiton radio and television newscaster's
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Gazetecilik Çalışmaları, İletişim Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 2 Sayı: 8 - Yeni Yüzyıl'da İletişim Çalışmaları Dergisi Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Sayısı |