In 1960’s Turkey, the buildings especially designed in international style accommodate an extensive use of artworks. These artworks appear to be mainly the products of a process in which the architectural design and artistic production run parallel through collaboration between the architect and the artist. Thus, constituting a fundamental element for buildings, these pieces of art establish various spatial relations and communicate with the viewer. Working within an architectural context, the artist could formulate a conceptual relation between the artwork and the space or at least create the work to physically fit to the space by its proportions, allocation or lighting. In both cases, perception of the viewer is shaped by the spatial data. This study aims to question the change of conceptual relationship between the artwork and the space through ceramic panels and reliefs produced in the 60s within architectural contexts that were later interrupted due to demolition, reconstruction or the renewal of the buildings.
Ceramic panel architectural context spatial design relocation of the artwork
Türkiye’de 1960’lı yıllarda, özellikle uluslararası üslup ile inşa edilen pek çok mimari yapıda sanat eserlerine sıkça yer verildiği dikkat çekmektedir. Genellikle mimari tasarım ile sanatsal üretim sürecinin paralel gittiği projelerde, başka bir deyişle mimar ve sanatçının iş birliği ile ortaya çıkan çalışmalarda eserin, yapının asli ögesi olarak çeşitli mekânsal ilişkiler kurduğu ve bu ilişkiler üzerinden izleyici ile iletişime geçtiği görülmektedir. Sanatçı, bir mimari bağlam içinde üretim yaptığı durumlarda eseri de kavramsal olarak bağlam ile ilişkilendirmiş ya da fiziksel özellikleri -ölçüleri, konumu, ışık-renk ilişkileri- aracılığıyla o mekâna ait kılmış olabilmektedir. Her iki durumda da izleyici algısı mekânsal veriler üzerinden şekillenmektedir. Bu çalışmada ele alınan dönemin önemli sanatçılarına ait seramik pano ve rölyefler; yıllar içinde yıkım, yeniden yapım ya da yenilenme gibi nedenlerle farklı konumlarda ve mekânlarda yeniden sergilenmeye başlanmıştır. Konu ile ilgili örnekler üzerinden, eserin parçası olduğu yapı ile kurduğu kavramsal ilişkilerin incelenmesi amaçlanmakta; eserlerin mimari bağlamından koparılarak başka bir yere taşınması ile bu ilişkilerin ne şekilde değişmiş olduğu sorgulanmaktadır.
Seramik pano mimari bağlam mekâna özgü tasarım eserin mekân değiştirmesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |