Objectives: The aim of this study was to evaluate the clinical, laboratory findings and therapeutic features of the patients inhabiting in Diyarbakır, Mardin and Batman province, in Southeastern Anatolia of Turkey. Materials and methods: In this study, 286 patients with brucellosis, followed in departments of infectious diseases and clinical microbiology between June 2007 and July 2009, were evaluated retrospectively. Results: One hundred fifty six (55%) of the patients were female and 130 (45%) were male. Mean age was 32.8 + 15.3 (range15-78) years. The patients were categorized as acute (75%), subacute (23%) and chronic (2%) brucellosis. Major transmission route was the consumption of unpasteurized fresh cheese. The transport of animals in the region is not controlled. Malaise, fever, myalgia arthralgia and sweating were the most frequently observed symptoms. The most common signs were fever 90.8%, arthritis 54.1%, splenomegaly 18.3% and hepatomegaly 11%. The most frequent laboratory finding was a high C-reactive protein level (60%). Diagnosis was made based on the clinical features and positive Rose-Bengal test combination with an initial Brucella antibody titer greater than or equal to 1/160. The most frequently preferred antimicrobial regimen was rifampin and doxycycline combination. Conclusions: Brucellosis is still an important public health problem in Turkey. The disease has an important morbidity and mortality. Brucellosis should be kept in mind in endemic regions of our country with the symptoms of fever, leukopenia and osteoarticular symptoms.
Amaç: Çalışmamızda; Türkiye\'nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde yer alan Diyarbakır, Mardin ve Batman illerindeki brusellozlu hastaların klinik, laboratuvar ve tedavi özellikleri yönünden değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Haziran 2007- Temmuz 2009 tarihleri arasında Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniğinde bruselloz tanısı ile izlenen 286 hasta geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Hastaların 156 (%55)\'i kadın, 130 (%45)\'i erkek ve yaş ortalamaları 32,8 + 15,3 (15-78) idi. Vakaların %75 akut, %23 subakut ve %2\'sini kronik olarak gruplandırıldı. Hastalığın bulaşmasındaki en önemli faktörün taze peynir yeme olduğu ve bölgede hayvan hareketlerinin kontrolünün olmadığı belirlendi. Hastalarda en sık rastlanan şikayetler yorgunluk, ateş, kas ve eklem ağrıları ve gece terlemesi idi. Ateş (%90,8), artrit (%54,1), splenomegali (%18,3) ve hepatomegali (%11) en sık rastlanan muayene bulgularıydı. Laboratuvarda ise C- Reaktif Protein (CRP) değerinin %60 yüksek olarak saptanması en sık rastlanan bulguydu. Tanı klinik belirtilerle birlikte pozitif Rose-Bengal ve Brusella tüp aglütinasyon testinin 1/160 ve üzeri olması ile konuldu. Tedavide ise çoğunlukla rifampisin ve doksisiklin kombinasyonu tercih edildi. Sonuç: Bruselloz hala ülkemizde önemli mortalite ve morbiditeye neden olan bir halk sağlığı sorunudur. Brucella, özellikle endemik bölgelerde, ateş, lökopeni ve osteoartiküler bulguların varlığında ayırıcı tanıda mutlaka akılda bulundurulmalıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Yazısı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 3 Sayı: 3 |