Aim: The aim of this study was to evaluate the results of percutaneous stone surgery that performe in a regional state hospital. Materials and methods: We retrospectively analyzed 183 percutaneous nephrolithotomy (PNL) performed cases that treated at our clinic between June 2010 and July 2011. After necessary laboratory and radiological investigations, we performed PNL for the patients those diagnosed as having stones needed surgery. After surgery, we investigated radiologically whether residual stone fragments remained or not. When there were residual stone fragments (bigger than 4 mm), we performed ESWL, repeated percutaneous interventions and surveillance protocols. In six patients, open surgery was needed during PNL. Results: Of the totally 183 patients underwent PNL at our clinic, 102 were male and 81 were female. The mean age was 37.6 and mean stone burden was 35.5 mm2. Stone-free rate was 75.4% and the rate of the patients who have residual stones (bigger than 4mm) was 25.7%. Stone free rates were 95% and 86% for stone burden lesser and more than 2 cm2, respectively. The mean blood loss was 186ml for per operational case. Totally four patients (8.5%) underwent blood tranfusion. Conclusion: As a result, because of its high stone-free rates, the shorter hospital stay, minimal surgical scar and absence of wound infection, PNL is preserving its place for the treatment of stones bigger than 2 cm2. J Clin Exp Invest 2011; 2 (4): 371-374
Amaç: Bu çalışmanın amacı, bir devlet hastanesinde uygulanan böbrek taşı tedavisinde uygulanılan bir yöntem olan perkütan böbrek taşı cerrahisinin sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve yöntem: Haziran 2010 ile Temmuz 2011 tarihleri arasında Batman Bölge Devlet Hastanesinde uygulanan 183 perkütan nefrolitotomi (PNL) vakasını retrospektif olarak değerlendirdik. Polikliniklerimize başvuran ve operasyon için uygun böbrek taşı tesbit edilen hastalara uygun laboratuar ve radyolojik incelemeler neticesinde PNL prosedürü uyguladık. Postoperatif dönemde radyolojik değerlendirmeler yapılarak rezidü taş olup olmadığını tesbit ettik. Rezidü taş (4 mm den büyük) varlığında Extracorporeal Schock Wawe Lithotripcy (ESWL), tekrar perkütan girişim veya takip protokollerini uyguladık. 6 hastamızda çeşitli sebeplerden dolayı açık operasyona geçildi. Bulgular: Böbrek taşı tanısıyla kliniğimizde PNL uygulanan 183 hastanın 81\'i kadın, 102\' si erkek olup, yaş ortalaması 37,6 (2-81) ve ortalama taş yükü 35,5 (15-80) mm2 olarak belirlendi. İşlem sonrası tespit edilen taşsızlık oranı %74.23 iken rezidü taş oranımız %25.77 idi. Operasyon öncesi taş yükü 2 cm2 den küçük hastalarda taşsızlık oranı %95 iken 2 cm2 ve üzerindeki taşlarda %86 idi. Kan kaybımız ortalama 192 ml idi. 14 (%8,5) hastaya kan transfüzyonu yapıldı. Sonuç: Sonuç olarak PNL tedavisi taş yükü 2 cm2 den büyük taşlarda yüksek taşsızlık oranı, kısa hastanede kalış süresi, cerrahi minimal yara izi ve yara enfeksiyonu olmaması sebebi ile taş cerrahi tedavisinde ilk sıradaki tercih sebebi olmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Yazısı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 2 Sayı: 4 |