2020 yılının başında küresel bir salgın haline gelen COVID-19 hastalığının insanlar, toplumlar, devletler,
devletlerarası ilişkiler ve diplomasi üzerindeki etkilerinden yola çıkılarak, uluslararası sistemin değişimine veya
değişim potansiyeline sıklıkla vurgu yapılmaktadır. Uluslararası sistemin yapısı değişmekte midir? Bir değişim
gözlemlenmekteyse, bu değişim sistemik mi yoksa sistemi içi olarak mı ele alınmalıdır? Sistemdeki birincil
aktörler olan devletlerin statülerinde bir değişim yaşanmakta mıdır? Diplomasinin yöntemleri değişse de
mahiyeti değişmekte midir? Bu soruların merkezinde, devletlerarası diplomatik ilişkilerin doğasının küresel
salgından ne yönde etkilendiği değerlendirilecek ve uluslararası politik sistemin yapısının değişip değişmediği
tartışılacaktır. İnsanların ve toplumların gündelik yaşam alışkanlıklarında, çalışma koşullarında, sürdürülebilir
kalkınma programlarının uygulanmasında ve pek çok alanda kısıtlamalar ve sorunlar ortaya çıkmaktadır. Ancak
hem sistem düzeyinde uluslararası politik sistemin yapısında hem de birim düzeyinde diplomasinin doğasında
bir değişim gerçekleşmemektedir. Kamu diplomasisinin kapsamında ‘korona diplomasisi’ gibi yeni
uygulamalar geliştirilse de bu tür yenilikler, sistem düzeyinde yapısal bir kırılmayı temsil etmekten uzaktırlar.
Ayrıca pandemi sürecinde devletlerin kendi sınırları içindeki belirleyici pozisyonları da güçlenmektedir. Bu
çalışmada Yapısal Realizmin sistemik ve sistem içi değişimleri ele alış biçimi ortaya konularak, pandeminin
uluslararası politika ve dış politika analizlerinde ne şekilde değerlendirilmesi gerektiği tartışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |