Bu çalışmanın amacı, üniversite takımlarında masa tenisi ve wushu sporu yapan öğrencilerin karar verme stilleri ile karar vermede öz saygı düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesidir.Araştırma grubunu, Türkiye üniversiteler masa tenisi ve wushu şampiyonasına katılan 184 kadın, 105 erkek toplamda ise 289 kişi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak 2004 yılında Deniz tarafından Türkçeye uyarlanan ve 1998 yılında Mann ve arkadaşları tarafından geliştirilen Melbourne Karar ver ölçeği kullanılmıştır.Farklılıkları bulmak için, varyans analizi (Anova), Tukey testi ve t-testi kullanılmıştır.Bulgulara göre, sporcuların karar vermede öz saygı düzeyleri( =3,38) ile dikkatli karar verme düzeyleri( =2,59) düşük, fakat kaçıngan karar verme düzeyleri( =6,78) yüksek, erteleyici karar verme düzeyleri ( =5,36) ile panik karar verme düzeyleri orta düzeydedir( =4,95). Sporcuların branşlarına, sınıf düzeylerine, boş zamanlarını değerlendirmede güçlük çekme durumuna göre anlamlı farklılık bulunurken, sporcuların cinsiyet, yaş, spor yapma süresi ve boş zaman yeterlimi değişkenlerine göre anlamlı bir fark bulunamamıştır.
The aim of the study was to examine the self-esteem in decision-making and decision-making styles of the Table Tennis and Wushu athletes playing at university teams in terms of some variables. The research group consists of a total of 289 (184 Male&105 Female) athletes participating in Turkish Universities Table tennis (118 Athletes) and Wushu (171 Athletes) championships.The data collection tool was the Melbourne Decision Making Questionnaire I-II, developed by Mann and et al., (1998) and translated to Turkish by Deniz (2004).For finding the differences, Analysis of variance (ANOVA) test, tukey test, t-test were used. According to the findings, Self-esteem of the athletes’ rate is low ( =3,38) and Vigilance decision-making rate from the sub-dimentions of the decision making was low ( =2,59). But the Buck-Passing decision-making rate was high ( =6,78) , the procrastination decision-making rate was mid-level ( =5,36) and the Hyper-Vigilance decision-making rate was mid-level, too ( =4,95). A statistically meaningful relationship was found according to the branch, class level at university and difficulty in the leisure time while there is not a statistically meaningful relationship according to athletes’ gender, age, duration of the doing sports and leisure time is enough?
Diğer ID | JA95NG77MC |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 3 |