Since the siege of Belgrade in 1521, the
Crimean Tatars have been involved in all Hungarian campaigns of the Ottomans.
The Kingdom of Hungary was divided into three regions after the Battle of Mohaç
pitched battle. The northern and western regions were connected to the
Habsburgs, the central parts to the Ottomans, and Eastern Hungary and Erdel
were connected to the Ottoman State in vassal status. At first it was obliged
to pay 10,000, then 15,000, and 40,000 gold from the mid-17th century. The
Hungarian lands under Ottoman rule were declared friendly, and the cities in
the hands of the Habsburgs were declared enemies.
The Crimean Tatar documents given to the
Hungarian cities were formed within the framework of these relations. While
only one document appeared until the 16th century, these documents are
increasing from the 17th century onwards. These documents are generally about
that the Tatars do not persecute the people. For example, during the
Ottoman-Austrian wars in 1658-1664 Varad castle in 1660 and Uyvar castle 3
years later was captured by the Ottomans. The Tatar army also participated in
these campaigns. During this expedition, in a letter to the city of Cenceş, it
was asked that no one the Tatar soldiers would hurt people of Cenceş because
people of Cenceş was the reign of the Ottoman sultan. There are many more
letters of protection like this.
Fatih döneminden itibaren Osmanlı Devletine iltihak eden
ve özel bir statüde bulunan Kırım Tatarları, 1521 Belgrad Muhasarası’ndan beri
Osmanlıların bütün Macar seferlerine katılmışlardır. 1526 Mohaç Meydan
Savaşı’ndan sonra Macaristan Krallığı üç bölgeye ayrıldı. Kuzey ve batı
bölgeleri Habsburglara, orta kısımları Osmanlılara ve Doğu Macaristan ve Erdel,
vassal statüde Osmanlı Devletine bağlandı. Başta 10.000, sonra 15.000 ve 17.
yüzyılın ortalarından itibaren de 40 bin altın ödemekle yükümlüydü. Osmanlı hâkimiyetinde
olan Macar toprakları dost, Habsburgların elinde olan şehirler de düşman ilan
edildi.
Macar şehirlerine verilen Kırım Tatar vesikaları bu
ilişkiler çerçevesinde oluşmuştur. 16. yüzyıla kadar ortaya sadece bir vesika
çıkmış iken, 17. yüzyılda itibaren bu vesikalar çoğalmaktadır. Bu vesikalar,
genellikle Tatarların halka zulmetmemeleri yönündedir. Meselâ; 1658-1664
Osmanlı-Avusturya savaşları sürecinde 1660’ta Varad kalesi ve 3 yıl sonra da
Uyvar kalesi Osmanlılar tarafından zaptedildi. Tatar ordusu da bu seferlere
katılmıştı. Bu sefer sırasında Cenceş şehrine verilen bir mektupta özetle,
Cenceş’in sultanın reayasından olduğu, Tatar askerinden hiç kimsenin bir ferdi
dahi rencide etmemeleri, aksi davrananların haklarından gelinmesi istenmiştir. Bunun
gibi daha pek çok himaye mektupları vardır.
Bu örneklerden de görüleceği gibi, Macaristan belediye ve
vilayet arşivlerinde, bölgenin tarihi bakımından önemli bilgiler ihtiva eden
belgeler bulunmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 26 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 2 |