The Onogur-Bulgarians, led by Asparuh Tengrici, came to the Danube and established a state here, which corresponds to the 7th century. It is known that the Bulgarians were pagan in the lands they came from and the beliefs of the indigenous Slavic population was Pagan under their dominance. The fact that both ethnic groups belonged to different belief systems did not prevent them from living side by side in peace. Since the Omurtag period, the nomadic Bulgarian Turks gradually became settled and their marriage with the pagan Slavic population led to the proliferation of Slavic and Slavic speaking populations. On the other hand, the adoption of Christianity and political empowerment of Moravia and the Francs, their closest neighbors to the Bulgarians in the Balkans, made it difficult for Bulgarian khans to control the settled population in the border area. The Byzantine Empire in the south of Bulgaria, however, continued to endure tensions with the Roman church, and both continued to strive for superiority over the other. This fight between the two forces did not escape the eyes of the Bulgarians who were militarily strong. IX. century will be evaluated by considering some political reasons related to the Bulgarians' acceptance of Christianity collectively and the declaration of the state as the official religion.
Asparuh önderliğinde Gök Tengri inanışına mensup olan Onogur-Bulgarlar’ının Tuna’ya gelmeleri ve burada devlet kurmaları yaklaşık VII. yüzyıla denk gelmektedir. Bulgarların gelmiş oldukları topraklarda ve hâkimiyeti altına aldıkları yerli Slav nüfusu pagan inanışa mensuptur. Her iki etnik grubun farklı inanış sistemine mensup olmaları, onların uzun süre yan yana barış içinde yaşamalarına engel olmamıştır. Göçebe olan Bulgar Türkleri Omurtag döneminden itibaren yerleşik hayata geçmeleri ve Slav nüfusuyla evlenmeleri neticesinde Slav ve Slavca konuşan nüfusun çoğalmasına neden olmuştur. Diğer taraftan Balkanlarda, Bulgarlara en yakın komşuları olan Moravya ve Franklar’ın Hristiyanlığı kabulü ve siyasi anlamda güçlenmeleri, Bulgar Hanlarının sınır bölgesinde yerleşik nüfusu kontrol altına almalarını zorlaştırmıştı. Bulgaristan’ın güneyindeki Bizans İmparatorluğu’nun Roma kilisesiyle bitmek bilmeyen gerginlikleri ve her ikisinin de diğerine göre kendini üstün görme çabası uzun süre devam etmiştir. İki güç arasında devam eden bu kavga yanı başında askeri anlamda güçlü olan Bulgarların gözünden kaçmamıştır. Biz bu çalışmada IX. yüzyılda Bulgarların toplu halde Hristiyanlığın kabulü ve devletin resmi din ilan edilmesi ile ilgili siyasi nedenlerini ele alınarak değerlendireceğiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Çevirmenler |
Gülnara Ergan Bu kişi benim |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 2 Sayı: 2 |