Zihin Yönlendirme, Eleştirel ve Feminist Teori Üzerinden kuramsal bir okuma “Zihin
yönlendirilmesi” diyor Schiller, “bir çeşit fetih aracıdır. Toplumun hakimiyetini elinde bulunduran
seçkinlerin, kitleleri kendi amaçları doğrultusunda biçimlendirmesinin vasıtalarından biridir.”
(Schiller 2005, 9)
“... Unutulmamalıdır ki, günümüzde, bütün toplumsal kesimlerin “katılma” olanağına
kavuştuğu Kitle İletişimi, aynı anda, içimizdeki özgürleşim beklentilerimizin kendini ifade etmekteki
son sığınağı olan düşlerimize ve düş kurma yeteneğimize karşı bile saldırıya geçmiş bulunmaktadır.”
(Oskay 2000, 416)
Bugün dünyada kitle iletişim araçlarına sahip olanlar, bu araçların sahip olduğu güce de
sahipler. Araştırmalar ve gündelik yaşamın sonuçları gösteriyor ki bu alandaki sahipliğin önemli bir
yüzdesini ABD elinde bulunduruyor. Böyle bir değerlendirmeyle bakıldığında, düşlerimizi,
düşlerimizle beslediğimiz hayatımızı yönlendirdiklerini söyleyebilir miyiz? ABD kaynaklı diziler
düşlerimizi ele geçirip, özgün bağımsız yargı ve değer üretme fırsatımızı elimizden mi alıyorlar? Bizi
kurgulanmış bir “güzel”e yönlendirerek, algımızı, yönelimlerimizi mi belirliyorlar? Günümüz
Türkiye’sinde her gün 6-8 saatini tv karşısında geçirdiği saptanan Türkiyeli vatandaş, kendi dizileriyle
hangi güzelliğe, hangi düşe ulaşmaya çalışıyor? Ulusaşırı medya kuruluşlarının ürettiği ortak bir
tüketim nesnesine mi, yoksa kendi sınırları, coğrafyası için üretilmiş, “kendi düşlerinin güzeli”ne mi?
Kim belirliyor güzelliği, nasıl, ne kadar süre için? Akademik tanımlar yerine, hafifleterek “iletişim
kabahatleri” diyebileceğimiz bu yönlendirmelerin, kaynağı, süresi, gerçekliği nedir? Yerli dizilerdeki
sarışın, en azından kumral, ama mutlaka açık renk gözlü karakterlerin yerini, son yıllarda almaya
başlayan esmer karakterler, bir çeşitli yerlileşme çabası mı? Hatta daha ileri gidelim, ulusaşırı
kavram, tanım ihracına bir başkaldırı mı ?
Bu çalışmada Türkiye’de son yılların fenomeni yerli dizilerimizde güzellik ve düş üretimi, söz
konusu kavramların kaynakları, ulusaşarı rakipleriyle ilişkisi, süreci ve süresi, Eleştirel ve Feminist
Kuram yoluyla, incelenecektir.
Televizyon dizileri medya ulusaşırı medya zihinyönlendirme güzellik düş üretimi
A critical analysis based on feminist and critical theories and manipulation of mind. Manipulation mind, says Schiller, is a tool of conquest, a tool which enables the elits to mold the population... One must not forget, in todays World, the mass media “into which entire sociaty has a mean to Access” attacks to our hopes of liberation and the last front left in defending those hope of liberation: Our dreams and our ability to dream. Again in todays World ones who own the mass media also own the power of the media. Resarch and practikal marketing information shows that a significant portion of owner ship of such media belongs to USA companies and instutions. From this perspective isn’t it fair to say that they orient our inspirations thus our lives that are led by these inspirations. Or isnt’t it fair to ask if USA oriented tv shows concure our inspirations and deprive us of the opportunity to produce our uniq indipendent values and standards of judgements. Or do they manupulate us towards to a designed /artificially constacted “beautiful” and determine our inclanations and perceptions? In todays Turkey a Turkish citizen -who is known to spend 6 to 8 hours watching tv daily- is trying to thrive in to which beauty and which inspiration... İs it towards a “beauty” which is a production of trans-nation media instutions as a commodity merchandise or is it the beauty of their own personel dreams and inspirations? Who defines beauty, how and for how long?
Diğer ID | JA49MZ84TF |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 3S |