Her kültür, kendisini ayakta tutacak ve sürdürecek insan tipini yetiştirmek için çabalar. Bozkır Türklerinde ve atlı-göçebe kültüründe benimsenen ideal insan tipi ise, kahraman, cesur ve adil insandır. Yaşadıkları coğrafyanın çetin şartları gereği, hayatta kalmak için savaşlar ve akınlar yapan, önemli mücadeleler veren Bozkır Türkleri, tehlikeler ve güçlükler karşısında cesaret ve kahramanlıklarıyla bunların üstesinden gelebilmişlerdir. Dolayısıyla bir hükümdarın üzerine düşen çok fazla görev ve sorumluluğu bulunmaktadır. Çünkü Türk hakanı, merkezi otoriteyi sağlayan, toplum içindeki huzurun tesis edilmesine olanak veren, dışarıdaki düşmanlara karşı her daim tetikte olan, savunma yapılması ya da hücum edilmesi yerde hızlı düşünen ve karar veren, orduları motive eden, elçiler gönderen, devlet teşkilatının her bölümündeki görevlileri tayin eden bir kimliğe sahiptir. Aynı zamanda iktisadi alanda da önemli rol üstlenen kağanında, “halk devlet için değil, devlet halk için” anlayışını tesis etmesi ve yaşatabilmesi adına kendisinin de birtakım özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bu düşüncenin sonucu olarak Türk hükümdarları, toplumu iktisadi yönden refaha ulaştırmayı ve refah içinde yaşatmayı kendine hedef kılarken; aynı zamanda adaleti ve güzelliği de ülke insanına kazandırmak gibi bir misyona sahip olduklarını unutmadan her daim bilgelik ve babalık misyonlarını yaşatmayı bilmişlerdir. Bu misyonu da ancak iyi yetişmiş, bilge, erdem sahibi, hoşgörülü, anlayışlı, cesur ve kahraman, adaletli olan hükümdarlar başarabilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ekim 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Eylül 2020 |
Kabul Tarihi | 7 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 3 Sayı: 2 |