Vatandaşlık ve siyasal haklar gibi modern dönemin ortak evrensel çıkarlarının bugün bazı bireyler/gruplar tarafından yeterli görülmeyip yerel/kimliksel/kültürel çıkarların daha yüksek sesle dillendirildiği bir sürecin içerisindeyiz. Bu sürece yönelik değerlendirmeler talep edenler ile talepleri dinleyenler arasında doğal olarak farklılıklara yol açmaktadır. Çokkültürlülük tanımsal ve içeriksel olarak nasıl sınırlandırılırsa sınırlandırılsın nihayetinde o, toplumsal yaşam içindeki farklılıklara ilişkin benzer bir vurguyu taşır. Farklılıkların teorik kabulünden sonra ise bunun nasıl pratikleşeceği sorusuna yanıt aranmaya başlanmıştır. Bunların ortaya çıkışını sağlayan nedenlerse hem birbirinden ayrı hem de birbirlerini destekleyen nitelikte olmuştur. En genel anlamıyla kültürel farklılıkların tanınmasına yönelik uygulamaları ifade eden çokkültürcülük aynı zamanda çeşitli toplumsal dönüşümlerin ardından ortaya çıkan bir dizi politikaya işaret eder. Çokkültürcülüğün kendisine uygulama alanı bulmasının arkasında çoğunlukla öngörülemeyen, beklentilerin aksi yönünde ortaya çıkan çeşitli faktörler yer almaktadır. Bunların neler olduğuna ilişkin çeşitli yazarlar tarafından kimi zaman ortak kimi zaman da farklı faktörlere vurgu yapılmıştır. Bununla birlikte, çokkültürlü toplumların çokkültürcü politikalarına ilişkin tartışmalar ve yanıtlar da henüz netlik kazanamamıştır. Bu durum kendisine uygulama alanı bulduğu Kanada için de geçerlidir. Kanada, çokkültürcülüğü pratikleştiren bir ülke olsa da tartışmalar burada da devam etmekte ve bu yeni çözümün yeni problematik alanlar doğurup doğuramayacağı tam olarak öngörülememektedir. Bu çalışma, çokkültürcülüğün nasıl ortaya çıktığı sorusuna Kanada özelinde yanıt bulmaya çalışmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 8 Sayı: 1 |