Aim: Deep vein thrombosis (DVT) is a prevalent cause of mortality and morbidity mostly seen in the lower extremities. Early diagnosis is important in terms of the usability of mechanical thrombolysis methods. In this study, we aimed to investigate the diagnostic value of Plateletcrit (PCT) values in patients with suspected DVT.
Methods: Patients who were admitted to our clinic with suspected DVT between January 10, 2017-January 10, 2020 were included in this retrospective cohort study. As a result of their examination with a preliminary diagnosis of DVT, patients who were not diagnosed with DVT were recorded as Group 1, and those with DVT were recorded as Group 2. Univariate and multivariate logistic regression analyses were performed to reveal parameters supporting the diagnosis of DVT.
Results: A total of 139 patients were included in the study. The mean ages of patients in Group 1 (n=33) and Group 2 (n=106) were 45.7 (11.3) years and 53.9 (12.8) years, respectively. Age, body mass index (BMI) and trauma history rates were significantly higher in Group 2 (P values: P=0.019, P=0.038, P=0.015, respectively). The mean platelet volume (MPV), C-reactive protein (CRP), D-Dimer and PCT values were significantly higher in group 2 (P values; P =0.001, P=0.018, P<0.001, P<0.001, respectively). In the ROC analysis, the cut-off value for PCT was 0.1989 (AUC = 0.732, P<0.001, 70.8% sensitivity, 66.7% specificity)
Conclusion: In this study, we found that PCT value, which can be obtained easily and cheaply from routine blood parameters, may be a predictor in patients with suspected DVT.
Amaç: Derin ven trombozu (DVT), çoğunlukla alt ekstremitelerde görülen önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. Günümüzde kullanılan mekanik tromboliz yöntemlerinin kullanılabilirliği açısından erken tanı önemlidir. Bu çalışmada derin ven trombozu (DVT) şüphesi olan hastalarda plateletcrit (PCT)’in tanısal değerini araştırmayı amaçladık.
Yöntemler: Çalışmaya 10 Ocak 2017- 10 Ocak 2020 tarihleri arasında kliniğimize şüpheli DVT kliniği ile başvuran hastalar bu retrospektif kohort çalışmasına dahil edildi. Kliniğimize DVT ön tanısıyla başvurup yapılan tetkikleri sonucunda DVT saptanmayan hastalar Grup 1, DVT saptanan hastalar ise Grup 2 olarak kaydedildi. DVT tanısını destekleyen parametreleri ortaya çıkarmak için tek değişkenli analizler ve çok değişkenli lojistik regresyon analizi yapıldı.
Bulgular: Çalışmaya 139 hasta dahil edildi. Grup 1’de 33 hasta olup ortalama yaşları 45,7 (11,3)’di, Grup 2 de ise 106 hasta olup ortalama yaşları 53,9 (12,8)’di. Yaş, beden kitle indeksi (BMI) ve travma hikayesi oranları Grup 2’de anlamlı olarak yüksekti (Sırasıyla P değerleri; P=0,019, P=0,038, P=0,015). Grup 2’de ortalama trombosit hacmi (MPV), C- reactive protein (CRP), d-dimer ve PCT değerleri anlamlı olarak yüksek bulundu (Sırasıyla P değerleri; P=0,001, P=0,018, P<0,001, P<0,001). Yapılan ROC analizinde, PCT için kesme değeri 0,198 (AUC= 0,732, P<0,001, %70,8 sensitivite, %66,7 spesifite) olarak tespit edildi.
Sonuç: Bu güncel çalışmada rutin kan parametrelerinden kolay ve ucuz olarak elde edilebilen PCT değerinin şüpheli DVT kliniği olan hastalarda prediktör olabileceğini tespit ettik.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kalp ve Damar Cerrahisi |
Bölüm | Araştırma makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |