Bu çalışma sinema sektörünün sadece bireylerin iyi vakit geçirmesini sağlayan bir kitle iletişim aracı değil aynı zamanda kimliklerin ve imajların inşası, meşruiyeti ve dolaşımı ile birçok farklı ideolojiye hizmet eden bir halkla ilişkiler aracı olduğu iddiası üzerinde yükselmektedir. Dolayısıyla sinema endüstrisi her yeni ürünü ile unutulmaya yüz tutmuş bir fikri canlandırma, olmayan bir fikri hayata geçirme, gerçekliği olduğu gibi resmetme ya da gerçekliği deforme etme gibi işlevlere sahip bulunmaktadır. Çalışmada sinema endüstrisindeki genel üretim kalıplarının dışında ve bu doğrultuda meşru söylem karşıtı anlam inşa eden Shooter (2007) filminden yola çıkılarak milliyetçiliğin hangi durumlarda hangi söylemlerle görünür hale gelerek temsil edildiği sorusuna yanıt aranmaktadır. Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde sinema endüstrisinde imaj üretimi, rıza üretimi ve karşı propagandaya yönelik genel bir çerçeve çizilmekte ve bu uygulamaların resmi söylemi dolaşımda tutma pratiklerine yer verilmektedir. Bölümün devamında milliyetçilik ve milliyetçilik türleri hakkında kavramsal tartışmalara yer verilmekte ve sinema endüstrisinde milliyetçilik söyleminin bir halkla ilişkiler faaliyeti olarak kullanımı örneklerle aktarılmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde araştırmanın örneğini oluşturan Shooter filminde milliyetçilik temelinde aktarılan mesajlar niteliksel yöntemlerden içerik analizi tekniği ile çözümlenmektedir. Araştırma sonucunda, ABD hükümetlerinin sınır ötesi operasyonlarının temelinde ülkenin yayılmacı milliyetçilik anlayışı bulunduğu ve bunun yurttaşların bir kısmı tarafından meşru bulunmadığı anlamının inşa edildiği ortaya çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 13 Sayı: 2 |