The principle of equality having a sexless and stereotyping structure, taken mostly as the basis while explaining gender is being expressed more frequently today. The century old anxiety about whether to take into account the human nature through sex, seem to be eliminated to a certain extent with the discourses that the human nature will not be an obstacle to equality or the human nature can assume a strengthening role on justice by overcoming the equality. Despite the discourses on gender equality, starting from the principle of ensuring equality before the law and rights and opportunities for men to be also given to women, the structure putting the men in the center as a perfect human-being and men and women dissolving into each other will not assure equality, on the contrary the conclusion is that it will become a source of victimaization itself. The concept of justice which has a strong sense of a semantic ground is poised to gain new horizons for gender studies. This article aims to examine the phenomena of gender guided by a sense of justice. In this article, the three semantic groups belonging to justice including equality, balance and fairness and the basic texts of Islam are taken as references.
Toplumsal cinsiyetten bahsederken çok defa merkeze alınan eşitlik ilkesinin, cinsiyetsizleştirici ve tektipleştirici bir yapıya sahip olduğu bugün daha sık dile getirilmektedir. Cinsiyet üzerinden düşünürken fıtratı dikkate alıp almama konusunda yaşanan asırlık endişe, fıtratın eşitliğe engel teşkil etmeyeceği ya da eşitliği aşarak adalet konusunda pekiştirici rol üstlenebileceği söylemleriyle bir nebze de olsa bertaraf edilmiş görünmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dair söylemler, yasalar önünde eşitliği sağlamanın ve erkek için söz konusu olan hak ve fırsatları kadına da vermenin asıl olduğundan yola çıksa da, bir zaman sonra kâmil insan olarak erkeği merkeze alan ve cinslerden birini diğerinde eriten bir yapının eşitliği sağlamayacağı, aksine bizatihi mağduriyetin kaynağı haline geleceği kanaatine ulaşmıştır. Güçlü bir anlam zeminine sahip olan adalet mefhumu, toplumsal cinsiyet çalışmalarına yeni ufuklar kazandırmaya adaydır. Bu makale, adaletin anlam dünyası eşliğinde toplumsal cinsiyet olgusuna bakmayı amaçlamaktadır. Makalede; eşitlik, denge ve hakkaniyet olmak üzere adalet kavramına ait üç anlam öbeğinden hareket edilmekte ve İslam’ın temel metinleri referans olarak kullanılmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 1 Sayı: 1 |