10.12.1948 tarihinde Türkiye’nin de katılımıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul ve ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin önsözünde, dehşetten ve yoksulluktan kurtulmuş insanların, içinde söz ve inanma özgürlüklerine sahip olacakları bir dünyanın kurulmasının en yüksek amaç olduğu belirtilmektedir. Anılan Bildirge, özellikle aile, eğitim, çalışma ve sosyal güvenlikle ilgili düzenlemeleriyle insanların yoksulluğa düşmemelerini ve gerektiğinde yeterince sosyal yardım almalarını sağlayan bir düzen öngörmektedir. Bildirge, bu düzeni kurarken genellikle cinsiyet ayırımı yapmamakta, ancak, kadınları koruyucu özel hükümler de içermektedir. 1982 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirtmekte (m.2) ve anılan Bildirge gibi, aile, eğitim, çalışma ve sosyal güvenlik konularında çeşitli düzenlemeler içermektedir. Bu bildiride, kadınların çalışmasına ilişkin olarak, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin hükümleri ve gelişimi ile 1982 Anayasası’nın öngördüğü düzen, kayıt ve şartlar ortaya konmaya ve karşılaştırılarak değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 1 |