More than 10 million people have fled from Syria because of severe human rights abuses, civil war or other risks, in their own country since the start of the conflict in 2011. The civil war in Syria has displaced vast numbers of Syrians from their homes and communities. Turkey started to accept Syrian refugees on April 29. 2011. Turkey then announced that it would apply an “open door policy” for these refugees. Turkey has continued to accept Syrian refugees even though their population has dramatically increased. By October 2015, The United Nations High Commission on Refugees (UNHRC) reported that there were more than 2 million Syrians registered in Turkey. About 80 percent of the refugees are women and children. Forty thousand Syrian babies were born in Turkey and increasing. What is more, this article explores the experience of Syrian female refugees who are living in Malatya, Turkey through (field, habitus, capital, cultural capital ) the sociological conceptual tools of Pierre Bourdieu. Finally, this paper presents and analyzes the relation between poverty and Syrian female refugees through ‘relational perspective’ so-called ‘relational sociology’.
Migration International Migration Forced Migration Refugee Guest Host Syrian Female Refugees Field- Habitus- Capital Cultural Capital Relational Sociology(RS) Poverty
Suriye’de 2011 yılının Mart ayından itibaren başlayan şiddet, insan hakları ihlalleri, iç savaş, küresel güçlerin müdahalesi ya da diğer risklerden dolayı 10 milyondan fazla Suriyeliyi zorunlu kitlesel bir göç hareketine zorlamış ve bu durum insanî bir trajediye dönüşmüştür. Suriye’deki iç savaş hem Suriyeliler ’in kendi evlerini, yurtlarını terk etmelerine sebep olmuş hem de küresel çapta bir sığınmacı (mülteci) sorununun doğmasına sebep olmuştur. Türkiye 29 Nisan 2011’de Suriyeli sığınmacıları (mültecileri) kabul etmeye başladı ve Türkiye sığınmacılar için “açık kapı politikası” nın geçerli olacağını duyurdu. Türkiye sayıları önemli ölçüde artmış olmasına rağmen Suriyeli sığınmacıları kabul etmeye devam etmektedir. Ekim 2015’e kadar Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHRC) Türkiye’de 2 milyondan fazla kayıtlı Suriyeli olduğunu bildirmiştir. Sığınmacıların yaklaşık yüzde 80’ini kadın ve çocuklar oluşturmaktadır. Ayrıca Türkiye’de kırk bin Suriyeli bebek doğmuştur. Bu göç dalgası Türkiye başta olmak üzere Suriye’ye komşu olan birçok ülkeyi demografik, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal yapısını önemli ölçüde etkilemiştir. Göç fizikî mekân değişimi gibi dar bir değişim algısının ötesinde sosyo-ekonomik, sosyal adaptasyon, sosyal bütünleşme, dil ve yaşam tarzı, kültürel, ideolojik, politik sistemin değişikliğini içermektedir. Bu makale Türkiye Malatya’da yaşayan Suriyeli kadın sığınmacıların gündelik hayat deneyimlerini Pierre Bourdieu’nun sosyolojik kavramları (Alan -Habitus- Sermaye, Kültürel Sermaye, Strateji) ile incelemektedir. Örneklem olarak hem Malatya’da yaşayan Suriyeliler hem de Malatya Beydağı Konaklama/Misafirhane Tesisi (MABEK)’nde yaşayan Suriyeli sığınmacıların katılımlı bir gözlem metodu ve doküman incelemeleriyle açıklanmaya çalışılmıştır. Yerleşik bir kültürün olduğu bir topluma kısa bir sürede aniden kalabalık bir göçmen kitlesinin gelmesi gündelik hayatı nasıl etkilemektedir? Sığınmacılar yabancı oldukları şehirde yaşama tutunmak için neler yapmaktadırlar? Son olarak bu yazı ilişkisel sosyoloji diye adlandırılan ilişkisel bakış açısı aracılığıyla Suriyeli kadın sığınmacılar ve yoksulluk arasındaki ilişkiyi analiz eder.
Uluslararası göç Zorunlu göç Mülteci Sığınmacı Misafir Ev sahibi Suriyeli kadın Sığınmacılar Alan- Habitus- Sermaye Kültürel sermaye Strateji İlişkisel Sosyoloji Yoksulluk
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 2 |