Feminizmin sadece kadın hakları için bir mücadele olmadığı vurgusu son zamanlarda giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası gündeme gelen doğal kaynakların kullanımı, nükleer enerji ve atık problemleriyle beraber feminizm içinde yeni bir teori gelişmiştir: ekofeminizm. İnsanoğlunun doğa üzerinde kurduğu tahakkümle, erkeğin kadın üzerinde kurduğu tahakküm arasında bir bağ olduğunu iddia eden ekofeminizm, çok yönlü bir teori olma özelliği taşır. Öyle ki barış hareketinden işçi ve kadın haklarına, çevreci hareketlerden hayvan özgürleşmesine kadar her alanda sömürüye karşı çıkmaktadır. İncelemesini yaptığımız Etin Cinsel Politikası ise kadınların ve hayvanların benzer şekilde konumlandırıldıklarını, hayvana uygulanan şiddet ile kadına uygulanan şiddetin aynı ataerkil kültürden kaynaklandığını iddia etmesi bakımından ekofeminist bir yaklaşıma sahiptir.
Feminizmin sadece kadın hakları için bir mücadele olmadığı vurgusu son zamanlarda giderek yaygınlaşmaktadır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası gündeme gelen doğal kaynakların kullanımı, nükleer enerji ve atık problemleriyle beraber feminizm içinde yeni bir teori gelişmiştir: ekofeminizm. İnsanoğlunun doğa üzerinde kurduğu tahakkümle, erkeğin kadın üzerinde kurduğu tahakküm arasında bir bağ olduğunu iddia eden ekofeminizm, çok yönlü bir teori olma özelliği taşır. Öyle ki barış hareketinden işçi ve kadın haklarına, çevreci hareketlerden hayvan özgürleşmesine kadar her alanda sömürüye karşı çıkmaktadır. İncelemesini yaptığımız Etin Cinsel Politikası ise kadınların ve hayvanların benzer şekilde konumlandırıldıklarını, hayvana uygulanan şiddet ile kadına uygulanan şiddetin aynı ataerkil kültürden kaynaklandığını iddia etmesi bakımından ekofeminist bir yaklaşıma sahiptir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Kitap Değerlendirmeleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 5 Sayı: 1 |