Mankind has confronted planet-wide with crises in economic, political, ecological, religious matters. One fundamental reason for this globally observed crisis is deemed to be ethical one. Hence ethical theories have been developed in order to overcome the present problems and to minimize them. From these theories "discourse ethics" by Jurgen Habermas and Karl-Otto Apel, and "global ethics" presented by Hans Küng within the scope of a project of interreligious dialogue are among the most disputed ones. In this study, basic propositions of these two ethical approaches are demonstrated and their applicability is discussed. Consequently, both theories can be affirmed as processes that broaden the new discussions to global problems rather than perfected their processes.
Üzerinde yaşadığımız gezegende günümüz insanı ekonomik, politik, ekolojik ve dini anlamda bir takım krizlerle karşı karşıya kalmıştır. Küresel bir boyut ve nitelik kazanan bu krizlerin arka planında yatan ana sebeplerden birisinin ahlak sorunu olduğu iddia edilmektedir. Bu nedenle mevcut sorunları aşmak ve onları minimize etmek için ahlak teorileri geliştirilmiştir. Bu teoriler içerisinde Jürgen Habermas ve Karl-Otto Apel’in geliştirdiği “söylem etiği” ile Hans Küng’ün dinsel referanslarla bir proje kapsamında sunduğu “küresel ahlak” düşüncesi en çok tartışılan teoriler arasına girmiştir. Mevcut çalışmada her iki ahlak anlayışının temel iddiaları ortaya konularak bunların uygulanabilirliği tartışılacaktır. Netice itibarıyla her iki ahlaki söylem gelişimini tamamlamış bir teori olmaktan ziyade, küresel sorunlara karşı yeni tartışma ufuklarını hazırlayan süreçler olarak kabul edilebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 13 Sayı: 2 |
ISSN: 1309-2030 KADER Kelam Araştırmaları Dergisi