Shifting from individual life to that of social is a crucial turning point in human history. The idea of law and ethics came up with this societal stage. The common denomination forced people to follow these laws and ethical codes were common aims that brought these people to live together like surviving, sheltering, etc. In this stage humans sufficed to live on what is given to them. This is necessary anthropological stage humans had do undertake. The following stage required them to go after what is not given but to be created via their faculties and capabilities. This stage necessitated them to use their rational and empirical capacities to overcome the difficulties on the one hand and to fashion novelties on the other. This phase represents shifting from communal life to social one. Consequently, saved religious culture from the hegemonic corruption of politics can only create the spirit of unity.
İnsanlık tarihinin dönüm noktalarından biri bireysel yaşamdan toplumsal yaşama geçiş aşamasıdır. Toplumsal yaşam, toplu yaşamadan farklıdır. Toplu yaşam, bir zorunluluktur; zira insanlar hayatta kalmak, çoğalmak, güvenliklerini sağlamak gibi zorunluluklarla bir araya gelirler. Toplumsal yaşam ise belli yasa ve ahlak kuralları etrafında örgütlenmeyi kabul etmek ve buna göre bir yaşam sürme iradesini göstermek demektir. İnsanlar bu aşamada rasyonel ve tecrübî yetilerini devreye sokarlar. Bu aşamada en önemli husus, dinlerin bu toplumsal yaşam aşamasında insan ilişkilerini nasıl düzenledikleridir. Bu yazı Şura Suresi’nin 15. ayeti bağlamında bu soruya cevap aramaktadır. Bu yazının ulaştığı en önemli sonuç şudur; bölen, ayrıştıran ve çatıştıran politik dilin ve kültürün hegemonyasından kurtulmuş bir din ve ahlak kültürü ancak birlik ruhunu yaratabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 13 Sayı: 2 |
ISSN: 1309-2030 KADER Kelam Araştırmaları Dergisi