Minimal invaziv cerrahi teknikler ile tedavi sonrasında kalan rezidüböbrek tașı parçaları, belirtilere neden olarak hastaların hayat kalitesi üzerine olumsuz etki yapabilirler. Klinik önemsiz rezidü terimi, tedavi sonrasında böbrekte kalan, 4 mm (bazen 5 mm) ve daha küçük olan, asemptomatik, obstrüksiyona neden olmayan ve idrarın steril olduğu durumdaki taș parçaları için kullanılır. Bununla birlikte, klinik önemsiz rezidü için önemli bir nokta da nidus șeklinde yeni taș olușumuna nedenolabilmesidir. Biriken veriler kısa dönemde tedavi etmekle, takip arasında fark olmadığını söylese de, uzun dönemde %20 olguda yeni taș hastalığı gelișir. Bunun için klinik önemsiz rezidü tașı olan hastalarda yakın takip zorunludur. Yașam tarzı değișikliği ve medikal tedavi sağaltım ve yeni taș olușumunun önlenmesinde yardımcı olabilir.
Following the treatment with minimally invasive surgical techniques, residual renal stone fragments may make a negative impact on the life quality of patients by causing symptoms. The term of clinically insignifi cant residual stone fragments is used to describe the asymptomatic and non-obstructive posttreatment residual fragments remained in the kidney, which are smaller than 4 mm (or 5 mm), and associated with sterile urine. However, the stone fragments may cause the formation of a new stone acting as a nidus. The accumulated evidence suggests that there is no significant difference between treatment and follow up in short term, however the stone disease recurs in 20% of the cases in long term. Thus, close follow-up of the patients with clinically insignifi cant residual fragments is mandatory. Lifestyle changes and medical therapy may be helpful in the management ano prevention of new stone formation.
Diğer ID | JA72JC27BZ |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Yıl: 2015 Sayı: 2 |