İki Dünya Savaşı Arası Dönem Polonya edebiyatında psikoloji biliminin ilkelerinden yararlanarak eser verme süreci, üç temel evrede gerçekleşmiştir. 1918-1932 yılları arasını kapsayan dönem, daha çok çocukluk ve gençlik yıllarının özyaşam öyküsel anlatımının yapıldığı bir süreç olarak bilinir. Yine 1918-1932 yılları arasında gerçekleşen "klasik psikolojik gerçekçilik" olarak adlandırılan evrede, psikolojik gerçekçi sanat anlayışı, klasik dönem yapıtlarıyla ilişki kurmak suretiyle köklü bir gelişim süreci içine girmiştir. 1932-1939 yılları arasını kapsayan son evre ise Polonya psikolojik romanının en olgun ürünlerini verdiği dönem olarak kabul edilir. Psikanaliz ile birlikte psişik süreçlerin incelenmesi girişimleri, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından gelen ilk yıllarda da süregelmiştir. Bu dönem yapıtlarında sanatçıların savaş deneyimleri ve güncel sorunlara ilişkin yorumları işlenmiştir. Ancak, kısa süre içinde, edebiyatın insanın iç dünyasını tasvir etmektense, toplumsal yapıyı güçlendirecek ideolojik yükümlülüklere odaklanması gerektiği anlaşılmıştır. Bu düşünce doğrultusunda, roman karakterlerini oluşturmada derin yapıdan yüzeysel yapıya geçiş süreci başlamıştır. 1956 yılının ardından Polonya'da İki Dünya Savaşı Arası Dönem'in psikolojik roman anlayışı yerini özyaşa- möyküsel ve parabol anlatıma bırakarak neredeyse tamamen ortadan kalkmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 12 Sayı: 47 |