XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti, Avrupa karşısında eski gücünü kaybettiğini anladığı gibi bu gücü yeniden kazanmanın yollarını Avrupalı devletlerde aramaya başlamıştır. Başta padişah olmak üzere Osmanlı yöneticileri ile Avrupa arasındaki demir perde bu dönemde aralanmış, dolayısıyla Osmanlı yönetici ve bürokratlarının zihniyet yapısı da değişmeye başlamıştır. Devleti eski gücüne kavuşturmak için askerî alanlardaki ıslahatlar başta olmak üzere yenilikler yapılmaya çalışılmış, bunun için de Batılı devletler örnek alınmıştır. Aynı dönemde Rusya’da da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Rusya I. Petro zamanında gerçekleştirilen önemli kalkınma hamleleri sayesinde güç kazanmaya başlamış, sıcak denizlere inme düşüncesi bu dönemden itibaren devlet politikası hâline getirilmiştir. Bundan sonra başa gelen çar ve çariçeler de aynı politika üzerine hareket etmişlerdir. Özellikle Çariçe II. Katerina zamanında Karadeniz’e hâkim olma ve oradan Akdeniz’e inme çabaları Rusya ile Osmanlı Devleti’ni 1768 yılında karşı karşıya getirmiştir. 1774 yılında Osmanlı Devleti’nin Kırım’ı kaybettiği Küçük Kaynarca Antlaşması ile sona erecek olan bu savaş sırasında her iki devlet de birçok sıkıntı yaşamıştır. Rusya bu dönemde sadece cephede savaşmakla kalmamış aslen Don Kazağı olan Pugaçev önderliğinde başlatılan bir iç isyanla da uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu çalışmada 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rusya’da vuku bulan Pugaçev İsyanı ve Osmanlı’nın bu isyandan faydalanma konusundaki isteksizliği /yetersizliği üzerinde durulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 19 Sayı: 73 |