Doğu Karadeniz sınırlarında yer alan ve bir sahil kenti olan Rize, topografik yapısı, iklimi, bitki örtüsü, tarihi ve kültürel mirası ile dikkat çeken şehirlerden birisidir. Tarih öncesi devirlere dair bilgileri kısıtlı olan bölgenin Alt Paleolitik döneme kadar indiği düşünülmektedir. Tarihsel süreçte birçok devlete ve imparatorluğa ev sahipliği yapan Rize, 1461 yılında fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı Devleti ile birlikte, büyüme ve gelişme gösteren bölge, Batum daha sonrada Trabzon Sancağına bağlanmıştır. Rize’nin Osmanlıya katılımı ile birlikte Müslüman halk bu coğrafyaya yerleştirilmiş ve paralel doğrultuda imar faaliyetleri de başlamıştır. 1461’den 1923 yılına kadarki geçen sürede bölgede pek çok yapı ortaya konulmuştur. Ayrıca bölgedeki insanların yetiştirilmesi için eğitim faaliyetleri sürdürülmüştür. Bu süreçte, Anadolu’nun diğer kentlerinde olduğu gibi Rize’de de birçok âlim ve ulema ortaya çıkmıştır. Yaşadığı bölgeyi ve halkı yönlendiren ve etkileyen bu kişilerin vefatından sonra ise yakınları ve bölge halkı tarafından türbeleri yaptırılmıştır. Her ne kadar Rize’de türbe mimarisinin sayıca az olmasına karşılık, araştırmaya konu olan üç kişiye ait mezar anıtlarının yer alması dikkate değerdir. Mezar anıtlarının gösterişten uzak, sade bir anlayışta ele alınması ise bir diğer detay olarak karşımıza çıkmaktadır. Hasan Dede, Süleyman Dede ve Süleyman Vehbi Efendi’ye ait olan bu mezar anıtlarının değerlendirilmesi, ismi geçen kişilerin bilgileri araştırmanın temelini oluşturmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 21 Mart 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 20 Sayı: 77 |