Within the framework of the Islamic copyright tradition, mukaddima had gained a general meaning since the 9th century and had became the name of the prologue, presentation and introductory form at the beginning of the prosaic works. In this century, the mukaddima, content and form conditions of which matured, and it gained a completely traditional writing style in the 10th century. In the Ottoman period, which inherited the Islamic copyright tradition, the mukaddima continued the same form and content features, apart from minimal changes. In this study, among the chronicles describing the period of Suleiman I and Süleymannâmes, the mukaddima of the work of Tabakât al-mamâlik ve daradjât al-masâlik, which differs positively from its precedents in consequence of the detailed and reliable information given by Djalâl-zâde Mustafâ Celebi, an upper-level statesman with primary data, has been discussed within the framework of the Turkish-Islamic copyright tradition. In this study, it has been aimed to illuminate the deep-rooted history of copyright tradition and methodology in the Turkish-Islamic world in the context of Tabakât al-mamâlik based on the fact that its mukaddima largely jibed with both Islamic classics and Ottoman chronicles in terms of form and content. The primary data given by the author as a statesman who witnessed the events that took place during the reign of Suleiman I, rather than as a historian, necessitated the dominant use of the technique of utilizing handy information in the study. This technique, which is also suitable for the theme of the study, has made it possible to make efficient evaluations about both the period and the work, as it does not include the data that has been exaggerated or heard through "script, remark and figures".
İslam telif geleneği çerçevesinde mukaddime IX. yüzyıldan itibaren genel bir anlam kazanarak mensur eserlerin baş kısmında bulunan ön söz, sunuş ve giriş formunun ismi olmuştur. Bu asırda içerik ve şekil şartları olgunlaşan mukaddime, X. yüzyılda tamamen geleneksel bir yazım tarzı özelliği kazanmıştır. İslam telif geleneğini miras alarak sürdüren Osmanlı döneminde de mukaddime minimal değişikliklerin haricinde aynı şekil ve içerik özelliklerini devam ettirmiştir. Bu çalışma da I. Süleyman dönemini anlatan kronikler ve Süleymannâmeler arasında yazarı Celâlzâde Mustafa Çelebi’nin birinci elden bilgiye sahip üst düzey bir devlet adamı olarak verdiği detaylı ve güvenilir bilgiler sebebiyle emsallerinden pozitif ayrışan Tabakâtü’l-memâlik ve derecâtü’l-mesâlik adlı eserin mukaddimesini Türk-İslam telif geleneği çerçevesinde incelemeyi konu edinmiştir. Çalışmada eserin mukaddimesinin şekil ve içerik noktasında hem İslam klasikleriyle hem de Osmanlı kronikleriyle büyük oranda örtüşmesinden hareketle Türk-İslam dünyasında telif geleneğinin ve yöntem biliminin köklü geçmişini Tabakâtü’l-memâlik özelinde aydınlatma hedeflenmiştir. Yazarının bir müverrihten ziyade I. Süleyman döneminde vaki olan hadiselerin tanığı olan bir devlet adamı olarak verdiği birinci elden bilgiler çalışmada hazır bilgiden yararlanma tekniğinin baskın bir şekilde kullanımını gerektirmiştir. Çalışmanın temasına da uygun olan bu teknik yazarın ifadesiyle “kalem, kelam ve rakam” vasıtasıyla abartılan veya işitilen verileri içermediği için hem dönem hem de eser hakkında sağlıklı değerlendirmeler yapmayı mümkün kılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tarihsel Çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 19 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
NOT: DİZİN BİLGİLERİ İÇİN LOGOLARA TIKLAYINIZ.