Bu çalışmanın konusu KOVİD-19 salgınının Trabzon kentinde yaşayan insanlar tarafından nasıl deneyimlendiğini irdelemektir. KOVİD-19 salgını tüm dünyayı etkileyen bir pandemidir. Salgın hastalıkların büyük coğrafyalarda etkili olması anlamını taşıyan pandemi, dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de etkisi altına almış ve binlerce insana bulaşmıştır. Türkiye’nin Kuzey Doğu Bölgesi’nde yer alan ve büyükşehirlerden biri olan Trabzon, vaka sayılarının belli dönemlerde Türkiye ortalamasının üzerinde olması nedeniyle pandeminin etkilerini fazlasıyla deneyimlendiği bir kenttir. Sosyolojik düşüncede işlevselcilik ve sembolik etkileşimcilik teorileri hastalık deneyimine odaklanır ve hastalıkları yaşanmış bir deneyim olarak kavramsallaştırır. Buna göre çalışmanın temel kuramsal perspektifi işlevselci teoridir. Çalışmada KOVİD-19 salgını yaşanmış bir deneyim olarak ele alınmıştır. Hastalık deneyimi, hastalık belirtilerinin görülmeye başlanmasından iyileşme, rehabilitasyon veya ölüme kadarki süreçte yaşanılan ve yapılan tüm eylem ve duyguları kapsamaktadır. Bu çalışmada, işlevselci perspektif benimsenmiş ve pandeminin bir risk olarak toplumsal sistemde neden olduğu dönüşüm ele alınmış ve dönüşümün etkileri Trabzon’da yaşayan insanların deneyimleri üzerinden sorunsallaştırılmıştır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, toplumsal sistemi tehdit eden pandemiye karşı sistemin uyum ve dengeyi yeniden sağlama adına gösterdiği tepkileri, bireylerin deneyimleri üzerinden irdelemektir. Çalışma bir tarama araştırması olarak tasarlanmış ve veriler anket tekniği ile elde edilmiştir. Anket; demografik bilgiler, ekonomik durum, sosyal hayat, geleceğe dair düşünce, pandeminin nedenleri ve korunma yolları, pandemi sürecinde devlet desteği ve uzaktan eğitim gibi temaları içeren sorulardan oluşmaktadır. Araştırmanın örneklemi Trabzon’da yaşayan (kır ve il merkezinde) ve yetişkin olan 391 (182 kadın ve 209 erkek) kişiden oluşmaktadır. Çalışmadan elde edilen veriler SPSS programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Sonuç olarak pandemi, toplumsal sistem için bir risktir ve risk toplumsal sistemde işlevsizliklere neden olmuştur. Buna karşı kurumsal yapı (özellikle sağlık kurumu) riske karşı uyum ve dengeyi sağlama amacıyla yeni normal bağlamında “HES kodu” ve “temizlik, maske, mesafe” söylemi gibi uygulamalarla kendini korumuştur. Araştırma neticesinde katılımcıların % 30,9’u sosyal etkinliklere daha az katıldığını, %29,9’u evde geçirdiği zamanın arttığını ve %53,1 salgında sosyal etkileşimin sınırlandığını söylemiştir. Dolayısıyla yeni normal düzende temas ve etkileşim sınırlandırılarak bulaş riskine karşı önlem alınmış ve sağlık kurumu bireysel sorumlulukların (mesafeye dikkat etme, aşı vurulma ve maske kullanımı vb.) önemini vurgulamıştır. Bu bağlamda araştırma sonucunda katılımcıların %78,7’si aşı vurulacağını belirtmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Sosyolojisi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 9 Sayı: 19 |
The Journal of Institute of Black Sea Studies is an Open Access journal and provides immediate open access to its contents. The Journal aims to promote the development of global Open Access to scientific information and research. The Publisher provides copyrights of all online published papers (except where otherwise noted) for free use of readers, scientists, and institutions (such as link to the content or permission for its download, distribution, printing, copying, and reproduction in any medium, except change of contents and for commercial use), under the terms of Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0). License, provided the original work is cited. Written permission is required from the publisher for use of its contents for commercial purposes.
The Journal of Institute of Black Sea Studies is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0).