Yerleşik tarih anlayışını eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutan İbn Haldun, İlm-i Umran
adını verdiği bir disiplin inşa eder. Tarihsel haberlerin doğruluğunun ortaya çıkarılmasının
önemini vurguladığı değerlendirmelerinde nesnel ölçütlerle haber değerlendirmesinin
imkânı, nasıllığı ve gerekliliği hakkındaki net bir tutum sergiler. İbn Haldun, kendi tarih
anlayışını geleneksel teamülden ayırma bağlamında bir kavram üretir: Temhis-u’l Haber.
Bunu, eleştirel bir tutumla, yani intikad’la tamamlar. Tarih-masal ayrımını önemseyen İbn
Haldun’a göre önce haberin sonra habercinin temhisi yapılmalıdır. Ona göre bu, yaşananların
gerçek bir ilim yoluyla aktarımını sağlayacak yegâne ölçüttür. İbn Haldun, haber kritiğine,
eserinin geneline yayılan güç ve egemenlik analizlerini de ekler ve iftira, menfaat
arayışı vb. saiklerle haberlerin saptırıldığına ve yalan haberlerin kasıtlı üretildiğine dikkat
çeker. Biz bu çalışmada İbn Haldun’un metodolojisinin medyanın insanları yönlendirme
ve haberleri şekillendirme işlevinin sosyolojik yorumuna taşınabilirliğini tartışmaktayız.
Böylece (algı-gerçeklik diyalektiğinde) medyanın güç ve egemenlik mücadelesinin etkisini
dikkate alıp İbn Haldun’un yöntemine odaklanarak bir yorum sistematiği kurmaya
çalıştığımız bu metinde, temelde rivayet ve saf hakikat ilişkisi sorgulanmaktadır.
Konular | Din Araştırmaları |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 1 |