Hayat durağan değil dinamiktir, onunla ilişkili olarak kültür, değerler ve alış-kanlıklar da değişkenlik arz eder. İnsanoğlu hayatta karşılaştığı her farklı inancı ve anlayışı kabul etme veya reddetme konusunda hep aynı tepkiyi göstermez. Bununla birlikte bütün dinlerin kabul edilme ve yaşanma amacı ve iddiası vardır. Bu durum Yahudilik ve Hristiyanlık için de geçerlidir. Ancak onların muhataplarından kimileri bu durumu olumlu karşılamış ve benimsemiş, kimileri reddetmiş ve pey-gamberlerine karşı gelmiştir. Bazıları da dinlerini değiştirme, kendi yaşantılarına uydurma veya onlardan menfaatlenme yoluna gitmiştir. Bu durum onların kutsal kitaplarını ve dinlerini fiili olarak değiştirmelerine/bozmalarına (tahrif etmelerine) ve amaçlarından saptırmalarına yol açmıştır. Kur’ân bu durumu önemine binaen gündeme getirmiş ve vurgulamıştır. Bunun yanında o, bir taraftan kutsal kitapların ve o dinlerin tahrif edildiklerini öne sürerken, diğer taraftan kendi âyetlerinin tahkimli olduğunu, kendisinde hiçbir şüphe bulunmadığını, en son gelen hidâyet rehberinin kendisi olduğunu, İslâm’ın o dinlere üstünlüğünü öne çıkartarak özel-likle dikkatlere sunmuştur. Kur’ân kendisini ve İslâm’ı, o dinler ve kitaplar ile bir bakıma mukâyeseli olarak takdim ederek, onların mevcut durumlarını insanların bilgi ve dikkatlerine sunarak onları âdeta tekrar tekrar düşünmeye ve dikkatli ol-maya davet etmektedir. Onları hak ile muharref veya bâtıl dinler konusunda tercihle karşı karşıya bırakmaktadır. Kur’ân bir şekilde İslâm dininin sıhhatini, geliş sebebini ve bunun önemini vurgulu bir şekilde ortaya koymaktadır. Çalışmamızda bu gibi hususları Kur’ân merkezli ve âyetlerin anlam ve bağlamlarını dikkate alarak İslâm âlimlerinin/müfessirlerin farklı görüşleri ile bir bütünlük içerisinde incelemek, değerlendirmek ve sonuçları ile birlikte ortaya koymak istedik. Bu çalışmanın yukarıda verilen bilgiler ve takip edilecek metotlar eşliğinde sunulmasının yararlı ve İslâm literatürüne bir katkı olacağını ümit etmekteyiz.
Life is not static but dynamic, and the culture, values and habits associated with it also vary. Not all people react in the same way to accept or reject each different belief or understanding they have encountered throughout their lives. However, all religions have a purpose and claim to be accepted and experienced. This is the case for Judaism and Christianity as well. However, some of their addressees rejected them and opposed their prophet, and some welcomed and adopted them. Some have chosen to change their religion, adapt it to their own lives or take advantage of it. Therefore, this situation cased their holy books and religions to be subject to de facto alteration/distortion (falsification) and to be distorted from their purpose. The Quran has brought this to the agenda and emphasized its importance. In this sense, the Quran states that the holy books of those religions were falsified while putting forward that its revelations are protected, it includes no doubts, it is the last guide to the right path, it is superior to other religions. The Quran presented the case of falsification by addressing the issue in the context of both itself and those religions. Therefore, it informs people that the books of those religions are corrupted by comparing them, and prompts them to reconsider and be careful. It confronts them with a choice regarding true and falsified/invalid religions. In this regard, the Quran emphasizes the truth of the religion of Islam, its reason, meaning and importance. We tried to address, evaluate the aforementioned issues on the Quran within meaning and context integrity of revelations, and different opinions of Islam scholars/glossators and to present them with its results. We hope that presenting this study with examination and research in the light of the above information and thoughts will be useful and contribute to the Islamic literature.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 26 |