1960’larla birlikte gündeme gelen çizim ve performans melezlenmesi, yüzeyde bir iz bırakmaya odaklı olan çizim sanatının sınırlarını belirgin şekilde ortadan kaldırmıştır. Çizmek için performansı bir ara dil olarak kullanan sanatçıların önemli bir temsilcisi olan Judith Braun’un sanatı, temellerini bu süreçten alır ve ek-lenmelerle gelişir. Çalışma kapsamında performatif çizimlerinde özellikle parmak izi kullanımına yer verdiği görülen sanatçının sanatı, biçim ve içerik açısından ele alınırken, sanatçının imge seçimleri ve biçim dilinde karşımıza çıkan eğilimlere göz atılmıştır. Bu bağlamda güncel sanatta parmak izi kullanımı, çalışma kapsamında sanat eserine biriciklik değeri kazandıran bir yapı olarak incelenmiş ve çeşitli eserler ile bu vurgu güçlendirilmeye çalışılmıştır. Öyle ki; kimlik tanımlama ve güvenlik protokolleri için veri oluşturma amacıyla tarih boyunca geleneksel yaklaşımlar ve dijital teknolojiler aracılığıyla araştırılan ve geliştirilen bir alan haline gelmiş parmak izi, sanat tarihsel süreçte de oldukça ilgi çekmiş, hatta bir biçimlendirme dili olarak kullanılır hale gelmiştir. Parmak izi kullanımını bir biçimlendirme dili haline getiren Judith Braun’un simetri, soyutlama ve kömür tozu kullanımı olarak üç ayrı başlık altında toparladığı parmak izi serileri üzerinden, bizi sıklıkla sanatta biriciklik kavramı ile ilişki kurmaya davet eden ve plastik açıdan oldukça zengin öğeler barındıran sanatsal dili; makale, video ve internet sitelerine başvurularak çeşitli sınıflandırmalar ve amaçlı örneklemeler yoluyla ele alınmıştır. Bu amaçla malzeme olarak karbonu tercih etmesi, çizimlerini oluştururken simetrik kompo-zisyonlar kurmaktaki ısrarcı yaklaşımı ve soyutlama hakkında düşünceleri ince-lenmiştir.
Resim parmak izi sanat ve teknoloji biriciklik Judith Braun.
The hybridization of drawing and performative arts in the 1960s has significantly eliminated boundaries that mainly focused on leaving a mark on the surface. As a renowned representative of artists who used performance as an intermediary language in their drawings, Judith Braun's art is grounded on and grows out of this process. In this study, within the framework of three main titles that the artist is focusing on in her mainly fingerprint-heavy performative drawings, this study examines the formal and contextual aspects of her work while glancing at the inclinations in terms of imagery selection and formal language. This study focuses on the use of fingerprints in contemporary art as an element adding uniqueness to work itself while supporting this emphasis through various artworks. So that; having been inspected and developed through traditional approaches and digital technologies to create a database for identification and security protocols throughout history, fingerprint analysis has also evolved into a formative language while arousing interest in the art historical process. Frequently inviting the viewer to create associations with the concept of uniqueness in art, the artistic language of Judith Braun, who has made the use of fingerprints a formative language,—which she groups under the three categories of symmetry, abstraction, and charcoal—as well as her artistic language enriched with many plastic components, have been explored through classification and purposeful sampling, referring to articles, videos, and websites. Accordingly, the choice of carbon-based media and the persistent approach of using symmetry in her compositions, and her view on abstraction have established the focus of this study.
Painting fingerprint art and technology uniqueness Judith Braun.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 28 |