Giriş: Açlık dışı
kalıntı kolesterolün artması, artmış düşük dansiteli lipoprotein kolesterol
(LDL-C) gibi iskemik kardiyovasküler hastalıklar için artmış risk ile
ilişkilidir. Çalışmamızın amacı, ilk kez akut koroner sendrom (AKS) ile gelen
hastalarda kalıntı kolesterol ve akut koroner sendromun arasındaki ilişkiyi
araştırmaktır.
Hastalar ve Yöntem:
İlk kez akut koroner sendrom ile başvuran 226 hasta ve normal koroner arter
olarak sonuçlanmış 192 elektif koroner anjiyografi hastasında, diğer lipit
profili parametrelerinin yanı sıra, açlık dışı kalıntı kolesterolün artan
konsantrasyonlarını karşılaştırdık.
Bulgular: AKS
hastaları kontrol grubu ile karşılaştırıldığında erkek cinsiyet fazla, daha
genç ve daha fazla oranda diabetes mellitus mevcuttu (tümü için p< 0.001).
AKS hastalarında glukoz ve beyaz kan hücresi düzeyleri de daha yüksekti.
Kalıntı kolesterol, LDL-C değerine benzer şekilde, AKS grubunda istatistiksel
olarak kontrol grubu ile karşılaştırıldığında daha yüksekti (p< 0.001). Tek
değişkenli ve çok değişkenli ikili lojistik regresyon analizinde yüksek kan
kalıntı kolesterolü, yüksek kan LDL-C değerleri ve düşük kan HDL-C değerleri
ile akut koroner sendromlar arasında anlamlı bir ilişki mevcuttu.
Sonuç: Çalışmamız,
yüksek kan LDL-C seviyelerinde olduğu gibi artmış kalıntı kolesterol
düzeylerinin artmış ilk kez yaşanılan AKS riski ile ilişkili olduğunu
göstermiştir. AKS hastalarında LDL-C düzeylerinin düşürülmesinin yanı sıra
kalıntı kolesterol düzeylerinin düşürülmesi üzerine daha fazla çalışma
yapılmalı ve odaklanılmalıdır.
Akut koroner sendrom kalıntı kolesterol trigliseritten zengin lipoproteinler
Introduction: This
study aimed to investigate the association between remnant cholesterol and
acute coronary syndrome (ACS) and its predictive value for acute coronary
syndrome occurring for the first time.
Patients and Methods:
We compared increasing concentrations of non-fasting remnant cholesterol aside
from other lipid profile parameters to investigate this association in 226
patients with ACS for the first time and 192 elective coronary angiography
patients with normal coronary arteries.
Results: Patients
with ACS were mostly males and were younger than those in the control group;
moreover, they had higher percentage of diabetes mellitus (for all p<
0.001). Glucose and white blood cell levels at admission were also higher in
patients with ACS. Remnant cholesterol level (such as LDL-C) was statistically
higher in the ACS group compared with those of the control group (p< 0.001).
In the univariate and bivariate binary logistic regression analysis, high blood
remnant cholesterol, high blood LDL-C, and low blood HDL-C levels had a
predictive value for ACSs. Conclusion: This study demonstrated that remnant cholesterol
levels (such as high blood LDL-C levels) are associated with increased risk of
ACS for the first time. Further studies should be performed focusing on
lowering remnant cholesterol levels apart from lowering LDL-C levels in
patients with ACS.
Acute coronary syndrome remnant cholesterol triglyceride-rich lipoproteins
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Orijinal Araştırmalar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 22 Sayı: 2 |