This article explores the implications of Israel’s policies and actions in the Occupied Palestinian Territories, including East Jerusalem and Gaza, concerning the extraterritorial application of human rights treaties. It examines states’ cross-border human rights obligations through the lens of the provisional measures issued in South Africa v. Israel under the Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide, as well as the 2024 Advisory Opinion on the Legal Consequences of Israel’s Actions in the Occupied Territories. Focusing on the intersection of humanitarian law and human rights law, the study highlights Israel’s responsibility to uphold both legal frameworks in areas under its effective control. It critically analyzes Israel’s rejection of the extraterritorial applicability of human rights treaties, contrasting this stance with the jurisprudence of the International Court of Justice (ICJ) and other legal authorities. The article advocates for a complementary application of human rights law alongside humanitarian law to ensure comprehensive legal protection in occupied territories. Additionally, the study addresses the practical challenges of safeguarding human rights under occupation, with particular attention to movement restrictions, property demolitions, and forced displacement. Finally, it underscores the role of the international community in ensuring compliance with human rights norms and preventing violations in the region.
Human Rights Treaties Extraterritorial Applicability International Court of Justice Self-Determination Legal Obligations
Bu makale, İsrail’in Doğu Kudüs ve Gazze dahil İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki politikaları ve uygulamalarının insan hakları sözleşmelerinin ülke dışındaki uygulanabilirliği bağlamındaki etkilerini incelemektedir. Güney Afrika v. İsrail davasında Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme kapsamında verilen geçici tedbir kararları ve 2024 tarihli İşgal Altındaki Topraklardaki İsrail Eylemlerinin Hukuki Sonuçlarına İlişkin Danışma Görüşü temel alınarak, devletlerin uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki sınır ötesi yükümlülükleri ele alınmaktadır. Analiz, insancıl hukukun ve insan hakları hukukunun etkileşimine odaklanarak, İsrail’in etkin kontrolü altındaki topraklarda her iki rejimi de uygulama yükümlülüğüne dikkat çekmektedir. İsrail’in insan hakları sözleşmelerinin sınır ötesi geçerliliğini reddeden argümanlarını eleştiren makale, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve diğer otoriteler tarafından verilen kararlarla bu pozisyonu karşılaştırmakta ve insan hakları ile insancıl hukukun eşzamanlı uygulanabilirliğini savunmaktadır. Makale ayrıca, işgal altındaki topraklarda insan haklarını koruma konusunda yaşanan pratik zorlukları vurgulamaktadır. Hareket özgürlüğünün kısıtlanması, mülklerin yıkılması ve nüfusun yerinden edilmesi gibi sorunlara odaklanmaktadır. Uluslararası toplumun, insan haklarına uygunluğu sağlama ve ihlallerin önlenmesi konusundaki rolüne işaret edilmektedir.
İnsan Hakları Sözleşmeleri Sınır Ötesi Uygulanabilirlik Uluslararası Ceza Mahkemesi Self-Determinasyon Hukuki Yükümlülükler.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Uluslararası İnsani ve İnsan Hakları Hukuku, Uluslararası Kamu Hukuku, Uluslararası Hukuk |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 24 Şubat 2025 |
| Kabul Tarihi | 16 Mayıs 2025 |
| Erken Görünüm Tarihi | 25 Mayıs 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 5 Sayı: 2 |

Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.