Çalışmada öldürme ve yaralama suçlarına iştirak, Osmanlı hukuku bağlamında incelenmiştir. Bu min-valde Osmanlı hukukuna yön veren İslam hukukunun konuya bakışına yer verilmiş, Osmanlı özelinde ise Hanefi görüşleri vurgulanmıştır. Hanefilerin öldürme ve yaralama suçlarına iştirak bağlamında diğer mezheplerden ayrılan görüşleri olduğu tespit edilmiştir. Ceza sorumluluğunu haiz olan ve olmayan şeriklerin bir araya gelmeleri durumunda kısas cezasının tümünden düşmesi, azmettirme hâlinde fer’i şerikin asli şerik sayılması için failin mecbur kalma gerekliliği Hanefilere has görüşlerdendir. Osmanlı hukukunda verilen fetvaların ve düzenlenen kanunnamelerin Hanefi görüşlerine paralel bir tutum içinde olduğu gözlemlenmiştir. Tanzimat döneminde artan kanunlaştırma faaliyetleri çerçevesinde konunun gittikçe daha ayrıntılı ele alındığı söylenebilecek bir diğer husustur. Çalışmada Osmanlı uygulamasında gerçekleşen müştereken öldürme ve yaralama olaylarına da bakıl-mış, doğrudan iştirak durumlarında tarafların sulh ve feragatten yana oldukları görülmüştür. Dolaylı iştirak durumları gündeme geldiğinde ise genellikle fer’i şerikin cezası asli şerike nisbetle daha hafif olmuştur.
In this study, participation in murder and wounding crimes was examined in the context of Ottoman law. In this manner, the point of view of Islamic law, which guides Ottoman law, was included, and Hanafi views were emphasized specific to Ottoman. It has been determined that Hanafi lawyers have opinions that are different from others in the context of participating in crimes of killing and wounding. The necessity of obliging the perpetrator to consider secondary partner as the main partner in case of decriminalization, if they are per-severing, is one of the opinions peculiar to Hanafis. It has been observed that the fatwas issued and the laws issued in Ottoman law have a parallel attitude to Hanafi views. It can be said that the issue is being considered in more and more detail within the framework of the increasing legalization activities during the Tanzimat period. In the study, the cases of joint killing and wounding in Ottoman practice were also examined, and it was seen that the parties were in favor of peace and renunciation in cases of direct participation. When indirect participation cases were raised, the punishment of the secondary partner was usually lighter compared to the main partner.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2022 |
Gönderilme Tarihi | 14 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 2 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.