In the dispute subject to the decision of the Supreme Courty General Assembly of Civil Chambers dated 22.09.2010 and numbered E. 2010/2-379, K. 2010/413, the plaintiffs claimed that it was revealed in the determination of the inheritance lawsuit that the estate of the heir was in debt and therefore they rejected the inheritance and claimed a judicial disclaim of the inheritance. The District Court decided to dismiss the case on the grounds that since the rejection of the inheritance was not requested within the time limit, the plaintiffs would be deemed to have implicitly accepted the inheritance with the lawsuit filed and that the estate was not proved to be insolvent. The Supreme Court General Assembly of Civil Chambers reversed the decision of the District Court, stating that unless the heirs are deemed to have accepted the inheritance with the behaviours described in the second paragraph of Article 610 of the Turkish Civil Code, no declaration of will is required for the forfeiture to be effective, and that the lawsuit filed by the plaintiffs for the determination of the inheritance does not result in the conclusion that the plaintiffs implicitly accepted the inheritance. Although the aforementioned decision is an important decision in terms of both doctrine and practice as it is a decision of principle, it causes uncertainty in practice due to the fact that it does not explain in detail the connection and limits of the request for the determination of the inheritance and the lawsuit for the determination of the judicial disclaim of the inheritance, and the relationship between these two institutions and the real rejection of the inheritance. In addition, the judge's duty of ex officio investigation regarding both legal institutions should also be clarified. Finally, it is important to consider the request for the determination of the inheritance and the lawsuit for the determination of the judicial disclaim of the inheritance together with the official bookkeeping institution regulated by Article 619 et seq. of the Turkish Civil Code in order to determine the intersection points of these three legal institutions. This study aims to clarify the distinctive features and intersection points of these legal institutions based on the decision of the General Supreme Courty General Assembly of Civil Chambers and to eliminate the uncertainties that may be caused by various disputes that have arisen or may arise in practice.
Claim For the Determination Of The Inheritance The Lawsuit For The Determination Of The Judicial Disclaim Of The Inheritance Official Bookkeeping Real Diclaim of Inheritance Protection Measures Ex Officio Search.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2010 tarihli ve E. 2010/2-379, K. 2010/413 sayılı kararına konu uyuşmazlıkta davacı, mirasbırakanın terekesinin borca batık olduğunun tereke tespit davasında ortaya çıktığını ve bu sebeple mirası reddettiklerini ileri sürerek mirasın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Yerel Mahkemece süresi içerisinde mirasın reddi istenmediğinden, açılmış olan dava ile davacıların mirası örtülü olarak kabul etmiş sayılacakları ve terekenin borca batık olduğu hususunun ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise mirasçıların Türk Medenini Kanununun 610. maddesinin ikinci fıkrasında açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş sayılmadığı müddetçe hükmî reddin sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması gerekmediğini, terekenin tespiti için davacılar tarafından açılan davanın, davacıların mirası örtülü olarak kabul ettikleri sonucunu doğurmayacağını belirterek Yerel Mahkeme kararını bozmuştur. Söz konusu karar bir ilke kararı olması sebebiyle gerek öğreti gerekse uygulama açısından önemli bir karar olmakla beraber, terekenin tespiti istemi ve mirasın hükmen reddinin tespiti davasının, birbirleriyle olan bağlantısını ve sınırlarını ve yine mirasın gerçek reddi süresi ile bu iki kurumun ilişkisini ayrıntılı olarak açıklamaması nedeniyle uygulamada belirsizliğe yol açmaktadır. Bunun yanında, her iki hukukî kurum ile ilgili hâkimin re’sen araştırma ödevinin de açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Son olarak, terekenin tespiti istemi ve mirasın hükmen reddinin tespiti davasının Türk Medeni Kanununun m.619 vd. hükümleriyle düzenlenen resmi defter tutma kurumu ile de beraber ele alınması bu üç hukukî kurumun kesişme noktalarının belirlenmesi yönünden önem taşımaktadır. Bu çalışmayla, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararından yola çıkılarak söz konusu hukukî kurumların ayırt edici özelliklerinin ve kesişim noktalarının aydınlatılması, uygulamada ortaya çıkmış veya çıkabilecek çeşitli uyuşmazlık hâllerinin yol açabileceği belirsizliklerin giderilmesi hedeflenmektedir.
Terekenin Tespiti İstemi Mirasın Hükmen Reddinin Tespiti Davası Resmi Defter Tutma Mirasın Gerçek Reddi Koruma Önlemleri Re’sen Araştırma.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Özel Hukuk ve Medeni Yükümlülükler (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 29 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 5 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.