Geçtiğimiz son yirmi yılda teknoloji kullanımının olağanüstü hızda
artmasıyla birlikte ortaya çıkan sanal alanda, toplumlar ve hükümetler siber
tehditler karşısında saldırıya duyarlı hedefler olmaya başlamışlardır. Siber
saldırıların, klasik silah gücünün verdiği zarara eşdeğer birçok zararı
verebilecek kapasiteye ulaşmasıyla nükleer santraller, askerî sistemler veya
petrol boru hatları gibi sayısız ulusal kritik altyapı hedef hâline gelmiştir.
Yaşanan gelişmeler klasik anlamdaki tehdit algısına yönelik olarak açık temel
bir paradigma değişimini yansıttığı için uluslararası hukuk bu durumu dikkate
almak zorunda kalmıştır. Uluslararası hukuk açısından temel sorun, siber
saldırıların bir takım hak ve yükümlülükler bağlamında nasıl düzenleneceğidir.
İlgili makalede siber saldırılar, uluslararası hukukta güç kullanımı
çerçevesinde değerlendirilecektir. Uluslararası hukukta güç kullanımı
devletlerin hangi durumlarda kuvvete meşru olarak başvurması veya yasaklanması
durumunu düzenlemektedir. Uluslararası hukukta esas olarak, egemen devletin
diğerinin ülke bütünlüğüne ve siyasi bağımsızlığına karşı kuvvet kullanması
bazı istisnalar haricinde kesin olarak BM şartnamesiyle yasaklanmıştır. Bu
bakımdan, klasik kuvvet kullanma ile aynı sonuçları doğurabilecek siber
saldırılar, diğer koşulları sağlaması durumunda aynı şekilde uluslararası hukukun
mevcut kuralları kapsamında değerlendirilebilir. Ancak, ilgili kuralların siber
tehditlere yönelik ihtiyacı karşıladığı noktasında yetersiz olduğu da bilinen
bir gerçekliktir. Tarihte nükleer veya kimyasal silahlar gibi yeni silahların
kullanımına ilişkin uluslararası hukuk bir takım hak ve yükümlülükler
getirmiştir. Siber saldırıların konvansiyonel silahlarla kıyas yapılmasının
olası olmadığı ya da abartı olacağı iddia edilebilir, ancak her ikisinin de
aynı etkiyi doğurma kapasitesine ulaşması bu iddiaları zayıflatmaktadır. Siber
saldırılar için işleyen mevcut kurallardan yola çıkarak bir takım yeni hukuki
düzenlemelerin gelmesi gerekli gözükmektedir. Çalışmanın temel amacı
uluslararası hukuktaki kuvvet kullanımına ilişkin kuralların siber saldırılara
yönelik olarak uygulanmasında ihtiyaçları ne derece karşıladığını ortaya
koyarak çözüm yolları üretmeye çalışmaktır.
Siber Savaş Kuvvet Kullanımı Uluslararası Hukuk Jus ad Bellum
In the last two decades, the usage of technology
has dramatically increased. This has created a new domain where both
governments and civilians have become vulnerable against serious cyber threats.
These threats are able to induce myriad consequences, including physical damage
as the traditional weapons do. In this context, a substantial part of national
critical infrastructure, most particularly, nuclear plants, military systems or
pipelines have become targets. Hence, it is a clear paradigm shift that traditional
understanding of the threat has fundamentally changed and international law
must take the new threats into account. The main question for international law
is how to govern or deal with these issues. This study particularly examines
the applicability of the use of force in international law to cyber
warfare. The use of force in
international law regulates when states are able to legally resort to force. To
resort to force against another state’s territorial integrity and political
independence, apart from exceptions, is strictly restrained in the UN Charter.
In this context, it is fair to say that cyber-attacks that led to same kinetic
consequences as use of force should be similarly treated in international law.
However, it is evident that the existing regulation and practices are not
adequate for the application to cyber warfare. The historical experience
illustrates that novel weapon systems should be restricted by international law
as in chemical and nuclear weapons. It can be asserted that cyber capacity
cannot be compared to the weapon systems, but similar destructive consequences
capacity like any other weapons weakens these claim. A cyber-specific
agreements should be achieved by considering international customary law as a
starting point. The main consideration of the study is to raise whether the
existing regulations in use of force are enough to meet the needs for cyber
warfare and attempts to develop possible solutions against the legal ambiguity.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Mayıs 2019 |
Gönderilme Tarihi | 8 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |