Deliler Ocağı’nın Osmanlı Devleti’nde XV. yüzyılın sonlarına doğru, Rumeli’de teşekkül ettiği düşünülmektedir. Deliler, giydikleri kıyafetler, kullandıkları silahlar ve askerî manevraları itibarıyla görenler için “korkunç” denilebilecek görünümlü, cengâver askerlerdi. Deliler Ocağı günümüze göre değerlendirildiğinde, manevracı savaşçılar için popüler bir askerî ocaktı denilebilir. XVII. yüzyıla kadar ekseriyetle valilerin kapılarında görev yapan deliler, maiyetinde oldukları valilerin vefatı ya da azledilmeleri durumunda işsiz kalmakta ve eşkıyalığa meyletmekteydi. XVII. yüzyılın sonlarına doğru ateşli silahların yaygınlık kazanmasıyla birlikte klasik Osmanlı delileri popülerliklerini kaybetmişlerdir. Çünkü bu askerler barutlu tüfeklerle değil, kılıçla, baltayla, gürz ve topuz gibi savaş aletleriyle cenk ederlerdi. Bunlardan sonra yeni tip silahları kullanabilen başka bir birlik daha oluşturulmuştur. Bu yeni birliğe de ilk dönem delilere benzetilmek amacıyla “deli” denilmiştir. Ancak bunların kıyafetleri, silahları ve fonksiyonları, hatta maaşları dahi klasik delilerden farklıdır. Mesela klasik deliler, vahşi hayvan postlarını kıyafet olarak tercih ederken, kuşkanatlarını da aksesuar olarak takarlardı. Buna karşın ikinci dönem deliler ise satenden şalvar ve renkli gömlekler giyerek, klasik delilere nazaran daha sade bir görünümde olurlardı. Ancak kaynakların çoğunda bu iki farklı askerî birlik tek bir ocağı temsil ettiği için kıyafet konusu da tam olarak aydınlatılamamıştır. Söz konusu karmaşadan yola çıkan bu çalışma, amacı itibarıyla hem Osmanlı kaynaklarını hem de imkânlar dâhilinde Avrupa kaynaklarını inceleyerek, tespit edilen veriler üzerinden delilerin kıyafetleri konusundaki karışıklığa açıklık getirmeye çalışmıştır.
It is thought that the Deliler Military Unit appeared in the Ottoman state towards the end of the XVth century. Because of the clothes they wore, the weapons they used, and their military maneuvers, these brave soldiers were called “scary-looking” by those who saw them. As seen from today’s perspective, they were a popular military unit for maneuvering warriors. Until the XVIIth century, the deliler, who mostly served at the gates of the governors, got unemployed when the governors died or were dismissed. So they were trying to get along with bandits. With the proliferation of firearms towards the end of XVth century, classical Ottoman Deliler lost their popularity. Because they would fight not with gunpowder rifles, but with sword, ax, clap and mace. After that, another unit was created, which could use new types of weapons. This new union was called “deli horsemen” in order to be compared to the first period of the deliler. However, their clothes, weapons, functions, and even their salaries were different from classical Deliler. For example, classical Deliler preferred peltry as clothes while wearing bird wings as accessories. On the other hand, the second period of Deliler were wearing satin shalwars and colored shirts, were more plain than them. However, since these two different military units are described as a unit in most of reference books, the clothing issue hasn’t been fully explained. The aim of this study is to explain the clothes of deli horsemen by examining Ottoman and European reference books.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Kasım 2020 |
Gönderilme Tarihi | 5 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 38 |