Nasıl bir din felsefesi sorusuna verilecek cevap, felsefe ve din arasında kurulacak olan ilişkinin kapsamı ve mahiyetine göre değişecektir. Yeryüzündeki dinsel çeşitlilik göz önünde bulundurulduğunda, bütün dinleri tek bir teolojik kategori altında ele almanın, indirgemeci bir tutuma sebebiyet vermesi muhtemeldir. Bu noktada Charlesworth din felsefesi disiplininin, günümüz itibarıyla dinlerin indirgenemez çeşitliliğini göz önünde bulundurması gerektiğini düşünmektedir. Bununla birlikte o, olgusal açıdan din felsefesinin salt Batı’ya özgü bir yönü olduğunu da kabul etmektedir. Platon’dan Derrida’ya Felsefe ve Din isimli kitabında Batı dışındaki geleneklerin, felsefi akla hiçbir zaman kendinden menkul bir değer atfetmemelerinden dolayı, bu geleneklerde din ve felsefenin hiçbir zaman birbirlerinden bağımsız alanlar hâline gelemediklerini ifade etmekte ve bu durumun onları birbirleriyle esaslı bir ilişki kurma imkânından yoksun bıraktığına vurgu yapmaktadır. Yazar bu bağlamda aklın dinî düşünceden ayrışarak kendinden menkul bir değer kazanması olgusunu Antik Yunan felsefi geleneği ile başlatıyor ve bu ayrışma sonrasında, tarihsel süreç içerisinde felsefenin ve dinin birbirleriyle karşılaşmasının, din ve felsefe arasında din felsefesi şeklinde kurulacak yeni bir ilişki biçimine kapı araladığını ima ediyor. Bu düşünce uyarınca din felsefesini tarihte Antik Yunan felsefesi ve üç monoteistik dinin karşılaşmasından doğan Batılı bir disiplin olarak ele alıyor.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Felsefesi |
Bölüm | Kitap İncelemesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 12 Kasım 2023 |
Kabul Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 1 Sayı: 1 |