Rituals are one of the most studied concepts in the research of culture. Arnold Van Gennep’s theory “rites of passage” and Victor Turner’s theory “liminality” are together the most basic theories of ritual studies. According to these theories, there are “transition rituals” at various stages and in various channels of life and these rituals are divided into three stages. The second stage is called “liminality” and is characterized by an ‘in-betweenness’ in which individuals are neither in the first nor at the last stage. In this study, the field of performing arts, which has always been viewed in terms of rituals and, indeed, is said to be born out of them having gained its purely artistic identity later on, is examined in the context of the “rites of passage” and “liminality” theories, in order to evaluate its similarity with the rituals. After a detailed literature review, this study builds a conceptual and theoretical framework for the research. Having done that, we then explain how we conducted our field research which involved participant observation and face-to-face interviews, all in the light of the afore-mentioned framework. The results of the study conclude that performing arts, which have been considered together with rituals since their theoretical beginning, share the principles of the three staged “transition rituals” and the characteristics of the “liminal” stage coined by Victor Turner. The study also concludes that the theoretical framework supports the idea that performing arts are similar to rituals.
İnsan topluluklarının en temel kültürel örüntülerinden olan ritüeller, kültürün araştırılmasında en çok başvurulan unsurlardandır. Arnold Van Gennep’in “geçiş ritüelleri” kuramı ve bu kuramın üzerine inşa edilmiş olan Victor Turner’a ait “eşiksellik” kuramı ise, sosyal bilimlerin ritüel çalışmalarının en temel kuramlarıdır. Bu kuramlara göre, hayatın çeşitli aşamalarında ve mecralarında “geçiş ritüelleri” bulunmaktadır ve bu ritüeller üç aşamaya ayrılmış şekilde seyretmektedir. Bu aşamaların ikincisi olan “eşiksel” aşama, bireylerin ne ilk ne de son aşamada olduğu bir ‘aradalık’ hali ile karakterize olmuştur. Kuramsal tarihi boyunca ritüeller ile benzeştirilmiş, hatta ritüellerin içerisinden doğup salt sanatsal kimliğini kazandığı öne sürülmüş olan sahne sanatları temsilleri, bu çalışmada, ritüellerle olan benzerliğinin değerlendirilmesi amacıyla iki temel ritüel kuramı olan “geçiş ritüelleri” ile “eşiksellik” bağlamında ele alınmıştır. Araştırmada, öncelikle, detaylı bir literatür taraması gerçekleştirilmiş ve kuramsal çerçeve oluşturulmuştur. Daha sonra, oluşturulan kuramsal çerçeve ışığında, sahne sanatları temsillerinin gözlemlendiği ve sahne sanatları çevresi ile birebir görüşmelerin gerçekleştirildiği bir alan araştırması yürütülmüştür. Araştırmanın sonucunda, yüzyıllardır ritüeller ile bir arada ele alınmış olan sahne sanatları temsillerinin hem “geçiş ritüellerinin” üç basamaklı yapısı hem de Victor Turner’ın ikinci aşama üzerine inşa ettiği “eşiksel” evrenin özellikleri ile uyum içerisinde olduğu ve bu kuramlar bağlamında yapılan değerlendirmenin sahne sanatları temsillerinin ritüellerle benzeştiği fikrini pekiştirdiği sonucuna varılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 1 |