Amaç: Üçüncü basamak kadın hastalıkları ve doğum
kliniğimizde 2013 yılı içerisindeki toplam vajinal doğum ile
sezaryen doğum sayılarını karşılaştırdık ve sezaryen
doğumlarındaki endikasyon dağılımlarını, sezaryen saatleri ve
tercih edilen anestezi şekillerini belirleyerek WHO
standartlarının neresinde olduğumuzu bulmayı hedefledik.
Gereç ve yöntem: 2013 yılı içerisinde hastanemizde doğum
yapmış 6765 hastadan sezaryenle doğum yapmış olan 2736
tane olgunun endikasyonları, uygulanan anestezi metodları ve
operasyon saatleri retrospektif olarak tarandı.
Bulgular: Bir yıl içerisindeki 6765 doğum olgusunun 4029'u
(%60) vajinal doğum, 2736'sı (%40) sezaryen doğum idi.
Sezaryen endikasyonları içinde ilk sırada geçirilmiş uterin
cerrahi (%46), 2. sırada fetal distress (%16), 3. sırada ise başpelvis
uyumsuzluğu (%11) tespit edildi. Olguların %89'una
spinal anestezi uygulanırken sadece %11'inde genel anestezi
tercih edilmişti.
Sonuç: Hastanemiz üçüncü basamak referans bir hastane
olmasına rağmen, sezaryen ile doğum oranlarımız (%40)
Türkiye genelinin (%58,6) altındadır. Sezaryen endikasyonları
içinde ilk sırada geçirilmiş uterin cerrahinin olması sezaryen
oranlarını düşürmek için asıl çözümün primer sezaryen
oranlarının düşürülmesi olduğunu bir kez daha gözler önüne
sermiştir
Objective: We compared the number of vaginal deliveries with
cesarean section deliveries in 2013 in our tertiary care clinic and
determined the rate of cesarean indications, lengths of
operations, and anesthesia technique chosen for the cesarean
deliveries to ascertain our fit within the WHO standards.
Methods: We retrospectively evaluated 2736 patients whose
babies were delivered by cesarean section out of a total of 6765
births. The indications for cesarean section, lengths of
operations, and anesthesia methods were recorded.
Results: Of the 6765 births, 4029 (60%) normal vaginal births
and 2736 (40%) cesarean births occurred in the one-year period.
The most common indication for cesarean delivery was previous
uterine surgery (46%), followed by fetal distress (16%) and
cephalo-pelvic disproportion (11%). Regional anesthesia was
performed in 89% and general anesthesia was used in 11% of the
cesarean births.
Conclusion: Although our hospital is a reference tertiary care
clinic, our cesarean rate (40%) is lower than that in Turkey
(58.6%). Most cesarean deliveries were indicated by previous
uterine surgery, so a key way to reduce them is to decrease the
number of primary cesarean deliveries
Diğer ID | JA23BU25FJ |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 3 Sayı: 3 |