BibTex RIS Kaynak Göster

EŞIK-ALTI DEPRESYON VE DEPRESİF BOZUKLUK: GENEL MEDİKAL VE MENTAL SAĞLIĞA ÖZGÜ HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ

Yıl 1994, Cilt: 2 Sayı: 2, 334 - 339, 01.06.1994
https://doi.org/10.1501/Kriz_0000000072

Öz

Amaç: Yazarlar, ayaktan hasta örnekleminde,
depresif bozukluk eşiğinin altındaki depresif
semptomların klinik önemini incelemişlerdir.
Metod: Hastalar, 775 mevcut depresif
bozukluğu olan hasta, 1420 eşikaltı depresyonu
olan hasta, 1767 depresyonu olan ve olmayan
hipertansif hastalardan oluşmaktadır. Bunlar,
psikiyatristler ve genel medikal uzmanlar
tarafından görülmüş olan kişilerdir. Demografik
özellikler, depresyonun şiddeti, psikiyatrik ve
medikal komorbiditenin dağılımı, soygeçmiş ve
tedavi öyküsü açısından depresif bozukluktu ve
eşikaltı depresyonlu hastalar karşılaştın/mistir.
Sonuçlar: Soygeçmişlerinde depresyon olan
eşikaltı depresyonlu hastaların yüzdesi (%41),
depresif bozukluktu hastalarınki kadar (%59)
yüksektir. İki hasta grubunda da medikal ve
psikiyatrik komorbidite benzer düzeylerdedir.
İstisna olarak, depresif bozukluktu hastalarda
anksiyete bozuklukları daha fazladır. Genel
medikal sektördeki hipertansif hastalarda, eşikaltı
depresyonu olanlar, htindeprese hipertansif
hastalardan çok depresif bozukluğu olanlara
benzemektedir. Genel medikal sektörde eşikaltı
depresyonlu hastalara daha az tedavi
uygulanırken, mental sağlık sektöründe her iki
durumun da tedavi oranları benzerlik
göstermektedir.
Tartışma: Eşikaltı depresyon, bir affektif
bozukluk varyantı olarak görülmektedir ve mental
sağlık sektöründe tedavi edilirken, genel medikal
sektörde tedavi edilmemektedir. Bulgular, eşikaltı
depresyonlu hastalarda tedavi sonuçlarının
çalışılmasının önemini vurgulamaktadı

Yıl 1994, Cilt: 2 Sayı: 2, 334 - 339, 01.06.1994
https://doi.org/10.1501/Kriz_0000000072

Öz

Objective: The authors examined the clinical
significance of depressive symptoms below the
threshold for depressive disorder in outpatient
samples. Method: The subjects were 775 adult
patıents with current depressive disorder, 1,420
patıents with subthreshold depression, and 1,767
hypertensive patıents with and without depression,
ali of whom were visiting the offices of mental
health specialists and general medical çare
providers in three U.S. cities. Data on
demographic characteristics, severity of
depression, extent of psychiatric and medical
comorbidity, family psychiatric history, and
treatment history tor the patients with depressive
disorder and those with subthreshold depression
were compared. Results: The percentage of
patients with subthreshold depression who had a
family history of depression (41%) was nearly as
high as that of the patients with depressive
disorder (59%). The two groups of patients had
similar levels of medical and psychiatric
comorbidity except for anxiety disorders, which
were greater among the patients with depressive
disorder. Among the hypertensive patients in the
general medical sector, those with subthreshold
depression were more similar to those with
depressive disorder than to the nondepressed
hypertensive patients. Treatment rates were
considerably lower for patients vvith subthreshold
depression than for patients vvith depressive
disorder in the general medical sector, but they
were similar in the mental health specialty sector.
Conclusions: İn these outpatients, subthreshold
depression appeared to be a variant of -affective
disorder and was treated as such in the mental
health specialty sector but not in the general
medical sector. The findings emphasize the
ımportance of treatment outcome studies of
patients with subthreshold depression.

Toplam 0 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Diğer ID JA47EM79CY
Bölüm Araştırma Makalesi
Yazarlar

M.emin Tunca Bu kişi benim

Yayımlanma Tarihi 1 Haziran 1994
Gönderilme Tarihi 1 Haziran 1994
Yayımlandığı Sayı Yıl 1994 Cilt: 2 Sayı: 2

Kaynak Göster

APA Tunca, M. (1994). EŞIK-ALTI DEPRESYON VE DEPRESİF BOZUKLUK: GENEL MEDİKAL VE MENTAL SAĞLIĞA ÖZGÜ HASTALARIN KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Kriz Dergisi, 2(2), 334-339. https://doi.org/10.1501/Kriz_0000000072