Medeniyetlerin tarihlerine şahitlik eden kentler, süreç içerisinde konjonktürel etkilerle sürekli değişime ve dönüşüme maruz kalmışlardır. Son dönemde küreselleşme ve teknolojinin etkisiyle birbirleriyle rekabet eden veya etmek durumunda olan mekânlar haline gelen kentler, diğerlerinden öne geçmek için farklılaşma çabası içerisine girmişlerdir. Bunun için de “markalaşmak” en etkili yol gibi görünmektedir. Bu yolla farklılıklarını pazarlamak ve sürekli akılda kalarak rekabet avantajı sağlamak, kentlerin en önemli hedefleri arasında gösterilebilir. Markalaşmanın kentlere sağladığı birçok avantajın varlığının bilinmesinin yanında, sürecin uzun soluklu ve zahmetli olduğu da kabul edilmektedir. Bu bağlamda kent markalaşması sadece yöneticilerin değil; özel sektör, sivil toplum örgütleri, kâr amacı gütmeyen kurumlar ve kent sakinleri gibi unsurların da aktif olarak katkı sağlamasını gerektiren bir süreçtir. Kabaca “kurum içerisinde yenilik yaratmak için sorumluluk üstlenilmesi” şeklinde ifade edilebilecek olan iç girişimcilik faktörünün, kentlerin markalaşma süreçlerinin önemli belirleyicilerinden olabileceği düşünülmektedir. Kenti oluşturan unsurların birbirleriyle ayrılmaz bir bütünü oluşturdukları düşünüldüğünde; kent markalaşmasında iç girişimcilik faktörünün önemi ortaya çıkmaktadır. Kentteki iç girişimcilik bilincinin sürekli desteklenmesi ve canlı tutulması sayesinde de kentin gelişim seviyesinin muhafaza edilmesi mümkün olabilecektir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 2 Sayı: 1 |