Abstract
Asthma develops as a result of complex interactions between environmental, genetic and epigenetic factors and is characterized by obstruction and inflammation inairways. Asthma has the typical features of complex diseases which means that the disease expression is influenced by several genes with mildeffects. The strategies used in studies of asthma geneticsare restricted to the common variations in associated genes. The common variations have small effects on disease phenotypes and as we have learned from single genedisorders rare variants are associated with higher risks fordisease. Owing to the recent technological advances our understanding of the genetics of asthma has greatly improved. However there are stil many problems. It has now become increasingly clear that for a thorough understanding of the whole picture behind the genetic factors thatregulate asthma, it is absolutely necessary to consider the complex interactions between various genes and their variants, interactions between the genes and micro and macro-environment and epigenetic factors. Nowadays, the newtool for the studying complex disease such as asthma isresequencing of the whole genome which may reveal anassociation with the rare variants as well as insertions anddeletions and copy number variations. This technologyis termed as “next generation sequencing”. New techniques in defining these complicated interactions and powerful statistical tools to analyze the bioinformatics willopen new doors in our approach to the early diagnosis,prevention and treatment of allergic diseases and asthma. In this brief review, we will summarize old and newstrategies for gene identification in asthma and discuss where we stand in asthma genetics. We will also elaborate on the implications of findings and what the futureneeds in the field are.
Öz
Astım genetik faktörlerin, çevresel faktörlerin ve epigenetik faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkan hava yollarında daralma ve enflamasyonla karakterize bir hastalıktır. Astım kompleks hastalıkların tipik özelliklerini taşımaktadır. Yani astım, gelişiminde her birinin etkisi küçük olan birçok gendeki değişimler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Astım genetiğinde kullanılan tekniklerin kapasitesi yaygın genetik değişkenlikleri belirlemeyle sınırlıdır. Yaygın genetik değişkenlerin hastalık fenotipine katkıları ise oldukça azdır ve tek gen hastalıklarından elde edilen deneyimin ortaya koyduğu gibi nadir değişkenliklerin hastalık gelişimine olan etkileri oldukça fazladır. Genetik çalışmalarda kullanılan teknolojide gerçekleştirilen büyük ilerlemeler has-talığı daha iyi anlamamızı sağlamıştır. Ancak hala çözüm bekleyen konular vardır.Astım ve alerjik hastalıkların ardında yatan genetik faktörleri belirlemeye yönelik olarak yapılan tüm çalışmalar resmin tam olarak anlaşılabilmesi için çeşitli genler ve değişkenliklerin birbirleri, makro ve mikro çevre ile etkileşimlerinin ve epigenetik faktörlerin belirlenmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Günümüzde, nadir görülen genetik değişkenliklerin, insersiyon ve delesyonların, hatta kopya sayısı değişikliklerinin belirlenmesine olanak sağlayan, tüm genomun veya protein kodlayan gen bölgelerinin tamamının yeniden dizilenmesi tekniği, astım gibi kompleks hastalıkların genetiğinin aydınlatılmasında yeni bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bu teknolojiye “next generation sequencing” adı verilmektedir. Bu karmaşık etkileşimlerin belirlenmesi için geliştirilen yeni teknikler ve biyoinformatik analiz programları sayesinde, erken tanıya yönelik biyobelirteçlerin bulunması ve bireysel tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi mümkün olacaktır.Bu derlemede astımda etkili olan genlerin keşfinde kullanılan yeni ve eski teknikler ve günümüzde astım genetiğende hangi noktada olduğumuz anlatılacaktır. Ayrıca elde edilen bilgilerin uygulamaya nasıl aktarılacağı ve gelecekte neler yapılması gerektiği tartışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 9 Sayı: 2 |