Eski Türk edebiyatında mesneviler birer anlatma esasına dayalı metin türü olarak sahada geniş yer bulmuş ve özellikle dönem edebiyatının geniş halk kitleleri ile buluştuğu bir alan olmuştur. Klasik Türk edebiyatının saray ekseninden uzaklaşarak geniş coğrafyalara yayıldığı mesnevi alanında şüphesiz Türk edebiyatı eşsiz eserlere sahiptir. Tüm mesneviler arasında ise akıllara ilk olarak Leyla ve Mecnun gelmektedir. Neredeyse her yüzyılda karşılaşılan bir hikâye olan bu mesnevi, birçok şair tarafından işlense de Fuzûlî ile bu mesnevinin özdeşleşmiş olması herkesçe kabul gören bir gerçektir. Eldeki çalışma, adı geçen mesnevide iki ana karakter olan Leylâ ve Mecnûn dışındakileri ele almakta ve mesneviye farklı bir açıdan yaklaşmaktadır. Mesnevi, çalışmamızda “ağyâr” eksenli olarak ele alınmıştır. Âşık ve maşuk tasvirleri aşkı anlamak için bir çıkış noktası olarak görünse de aşkı anlamak için neyin aşk olduğunun yanında nelerin aşk olmadığını da iyice irdelemek gerekir. Bu sebeple çalışmamız âşık ve maşuk dışında kalan ve “ağyâr” olarak tabir ettiğimiz kişi ve kavramlara odaklanmaktadır. “Ağyâr”, yabancılar anlamında olup Leylâ ve Mecnûn dışındaki tüm tip ve kavramları kapsayan temel bir unsur olarak çalışmamızda yer bulacaktır.
In the Old Turkish literature, mesnevi found a wide place in the field as a narrative genre and became an area where the literature of the period met with large masses of people. Undoubtedly, Turkish literature has unique works in the area of mesnevi, where classical Turkish literature moved away from the palace axis and spread to wide geographies. Among all the mesnevis, Leyla and Mecnun come to mind first. Although this mesnevi, which is a story encountered in almost every century, has been written by many poets, it is a known fact that it brought Fuzuli to mind at first. The present study deals with those other than “Leylâ ve Mecnûn”, the two main characters in the aforementioned mesnevi and approaches the mesnevi from a different perspective. In our study, the Mesnevi has been handled with the "ağyâr" axis. Although the depictions of minstrelsy and mashuk seem sufficient to understand love, it is necessary to thoroughly examine what is not love as well as what is love in order to understand it. For this reason, our study focuses on the points that we call "ağyâr", except for “âşık and maşuk” “ağyâr” means foreigners and will be included in our study as a basic element that covers all types and concepts except Leylâ and Mecnûn.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 1 |