The search for practical wisdom, which continued throughout the Ottoman modernisation, began to be transferred to the field of theoretical wisdom in the second half of the nineteenth century. Hodja Kerim Efendi, who went to Europe to study and continued his studies in the field of Islamic philosophy, especially logic, wrote a work titled Risala-i Qada and Qadar, which is one of the first products in this field. The issues of will, accident and fate stand in an important place in the context of the relations between religion and modernisation. In this treatise, although Hodja Kerim Efendi looks at the issue from the perspective of classical Islamic philosophy, he often refers to the understandings of Islamic sects. This work, which explores human freedom and responsibility from the perspective of practical wisdom, on the other hand, explores the possibilities of theoretical wisdom in the context of the relationship between God and the world and God and man, bears traces of its time. It also reflects the tension between change and preserving the status quo while adhering to classical tradition. Hodja Kerim Efendi was deprived of the opportunity to become an influential and well-known name in the later period by not carrying the issue to the actual discussion areas of his time. In this work, he seems to have attempted some innovations by articulating with the tradition of classical Islamic philosophy and remaining within it.
Ottoman Modernisation Hodja Kerim Efendi qada and qadar will freedom
Osmanlı modernleşmesi boyunca amelî hikmet boyutunda devam eden arayışlar XIX. asrın ikinci yarısından itibaren nazarî hikmet sahasına da intikal etmeye başlamıştır. Avrupa’ya tahsile giden ve çalışmalarını başta mantık olmak üzere İslam felsefesi özelinde sürdüren Hoca Kerim Efendi’nin kaleme aldığı Risâle-i Kaza ve Kader adlı eseri bu sahadaki ilk ürünlerdendir. İrade, kaza ve kader konuları din ile modernleşme ilişkileri bağlamında önemli bir yerde durmaktadır. Hoca Kerim Efendi bu risalesinde meseleye klasik İslam felsefesi penceresinden bakmasına rağmen sık sık İslam mezheplerinin anlayışlarına da müracaat etmektedir. Amelî hikmet zaviyesinden insan hürriyeti ve sorumluluğunu araştıran diğer taraftan Allah-alem ve Allah-insan ilişkisi bağlamında nazarî hikmetin imkanlarını yoklayan bu çalışma devrinden izler taşır. Ayrıca klasik ananeye bağlı kalarak değişimle mevcudu koruma arasındaki gerilimi yansıtır. Hoca Kerim Efendi meseleyi devrinin aktüel tartışma alanlarına taşımayarak sonraki dönemde etkin ve tanınmış bir isim olma imkanından mahrum kalmıştır. Bu eserinde, klasik İslam felsefesi geleneğine eklemlenip onun içinde kalarak bazı yeniliklere teşebbüs etmiş gibi durmaktadır.
Osmanlı Modernleşmesi Hoca Kerim Efendi kaza ve kader irade hürriyet
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Düşünce Tarihi |
Bölüm | İlahiyat |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Ocak 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2024 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 22 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |