Hamdullah Hamdî, 1449-1503 yılları arasında yaşamış mutasavvıf bir şairdir. Akşemseddin’in en küçük oğlu olan Hamdî, ilk eğitimini babasından alır. Çocuk yaşta babasını kaybeden şair, diğer aile fertlerinden yeterince yardım görmediğinden sıkıntılı bir hayat yaşar. Babası Akşemseddin’in halifelerinden olan İbrahim Tennurî’ye intisap eder. İlk olarak babasının vasıtasıyla tanıştığı tasavvuf, bütün hayatı boyunca onu etkiler. Daha çok mesnevileriyle tanınan şair, “Yûsuf u Züleyhâ” mesnevisi ile şöhret kazanmıştır. Onun “Yûsuf u Züleyhâ” mesnevisinin o zamana kadar yazılmışların en mükemmeli olduğu konusunda birçok tezkire yazarı ittifak eder. Eserini yazarken klasik mesnevi geleneğine bağlı kalan şair; tevhit, münacat, naat, mucizat, dört halife övgüsü ve sebeb-i telif bölümlerine yer verdikten sonra asıl hikâyeyi anlatmaya başlar. Eserini yeknesaklıktan kurtarmak ve okuyucuya nasihat etmek maksadıyla hikâye arasında çok sayıda manzumeye yer verir. Hikâye kısmında vaka parçalarını birbirine bağlarken benzer vasıtaları birçok kez kullanması dikkat çeker. Bunlar ölüm, hile, rüya ve Züleyha’nın Yusuf’u elde etme teşebbüsleridir. Anlatıcı, söz konusu vasıtaları metnin farklı yerlerinde yineleyerek hikâyenin sürekliliğini sağlar. Benzer olan bu araçların birçoğu, olayların şekillenmesinde dönüm noktası vazifesi görür. Bu çalışma, “Yûsuf u Züleyhâ” mesnevisinde aksiyon üzerinde etkili olan araçları ortaya koymayı hedeflemektedir.
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | Edebiyat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 25 Eylül 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 3 |