XIX. asır divan şairlerinden Osman Nevres Efendi evvela Bağdat ve Şam Valisi Ali Paşa’nın himayesinde talim ve terbiye görmüştür. Tahsilinin ardından kitabet hizmetiyle uzun yıllar Bağdat, Şam ve Diyarbakır’da bulunmuştur. Nevres’in hem mensur hem de manzum eserleri vardır. Kitabet mesleği gereği nesirleri resmî edaya sahiptir. Şair, eski şiirin hazan mevsimini yaşadığı bir devirde taşrada geleneği sürdürmeye çalışmıştır. Herhangi bir edebî topluluğa dâhil olmamıştır. Şiir vadisinde daha çok dost ve şiir meclisleri ile bazı Encümen-i Şu’arâ şairlerinden istifade etmiştir. Bir şair olarak Nevres, Encümen-i Şu’arâ topluluğuna yakın eski tarzda şiirler yazmıştır. Şairin en önemli manzum eseri divanıdır. Divanında oldukça güzel gazel, şarkı ve methiyeleri bulunmaktadır. Ömrü gurbette İstanbul hasretiyle geçen şairin şiirlerine o yıllarda yaşadığı gariplik ve gurbet duygusu ile vatan hasreti yansımıştır. Nevres’in şiirlerine daha çok âşıkane ve rindane bir eda hâkimdir. Şairin bu hususiyetleri taşıyan gazellerinden birisi döneminde “devr-i lâ’linde” adıyla anılan gazelidir. Bu gazel aidiyet bakımından edebî tartışmalara konu olmuştur. Bu makale söz konusu meşhur gazelin Osman Nevres Efendi ve velinimeti şair Laz Ali Paşa arasındaki sergüzeştini ve şerhini konu almaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | Edebiyat |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 6 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 14 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 25 (Aralık 2024) |