Ayasofya, tarihin her devrinde İstanbul’un kültür ve sanat hayatında önemli bir yere sahip olmuştur. İki medeniyetin ve dinin buluştuğu Ayasofya; devâsa bir hacme, yalın bir güzelliğe, büyük bir ihtişama sahip ender güzellikte mimarî eserlerden biridir. 1453’te İstanbul fethedilince, Fatih Sultan Mehmed’in ilk emirlerinden biri harap ve bakımsız bırakılan Ayasofya’nın onarılması olmuştur. Tarih içinde farklı zamanlarda tamirler gören abidevî yapının Osmanlı döneminde geçirdiği önemli onarımlardan biri, Sultan Abdülmecid zamanında yapılmıştır. Şeyhülislâm Mekkîzâde Mustafa Asım Efendi’nin 1846 yılında varis bırakmadan vefatı sebebiyle hazineye geçen 40 bin keseye yaklaşan serveti, vasiyeti üzerine Ayasofya’nın onarılmasında kullanılmıştır. Bu tarihlerde Çar Nikolay I tarafından Rusya’dan İstanbul’a Rus elçilik binasının yapımı için yollanan Fossati kardeşlerin gerçekleştirdiği çalışmalar Sultan Abdülmecid’i çok etkilemiş ve bunun üzerine Ayasofya’daki onarım işleri için (1847-1849) İtalyan Mimar Gaspare Fossati ile kardeşi Guiseppe Fossati görevlendirilmiştir. Yapılan tamirlerde kubbe, mihrap, minber, mahfiller onarılmış ve mozaikler temizlenmiştir. Bu onarımlar için Mekkîzâde Mustafa Asım Efendi’nin 40.000 keselik serveti yetmemiş, onarım bağışlarla desteklenmiştir. 1848 yılında bu onarıma katkıda bulunanlara verilmek üzere altın, gümüş ve bakırdan Tamir-i Ayasofya madalyası bastırılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 1 Sayı: 2 |