It can be stated that the power elites that Mills evaluated in terms of American society have an equivalent in terms of Turkey. Just as it is in the Mills’ power triangle, the elites that renovated themselves with the proclamation of the Republic stand on three trivets; bureaucracy, İstanbul capital and the army. The most notable common feature of this triad who was losing their gains after the revolutions and interlocked to each other around common interests and also the continuance of their existence depends on the ideological ground that they made happen in order
to bring themselves into existence. February 28th is one of the most important attempts aimed at this elite class to continue its existence. Because, unlike its predecessors, with February 28th, for the first time a coup d’état targeted single way of thought and life instead of a totalitarian slaughter in the country. Within this scope, after summarizing Mills’ thesis shortly in the study, a general assessment about the elites of Turkey is made. The established elites, who are called conservative elites or Republican elites, are assessed in terms of the response they gave when they had encountered a new class who challenged them and the center-periphery relations and the religious opposition which is developed against the republican revolutions is put into the middle of the relationship. Then, after introducing the socio-political and economic situation that set the ground for February 28th, the actors of February 28th are assessed in terms of Mills’ thesis.
Mills’in Amerikan toplumu bağlamında değerlendirdiği iktidar seçkinlerinin, Türkiye açısından da bir karşılığı olduğu ifade edilebilir. Tıpkı Mills’in iktidar üçgeninde olduğu gibi, Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte kendisini yeniden var eden seçkinler; bürokrasi, İstanbul sermayesi ve ordu olmak üzere üç sacayağı üzerine oturmuştur. En belirgin ortak nitelikleri, devrimler sonrası elde ettikleri kazanımları kaybetmemek olan ve bu ortak çıkar etrafında kenetlenen bu üçlünün, aynı zamanda varlıklarının devamı da kendilerini var etmek için var ettikleri ideolojik zemine bağlı olmuştur. 28 Şubat, bu seçkin sınıfın varlığını devam ettirmeye yönelik girişimlerinden en önemlisidir. Zira öncüllerinden farklı olarak 28 Şubat ile ilk defa bir darbe, ülkede bütüncül bir kırımdan ziyade tek bir düşünce ve yaşam biçimini hedef almıştır. Bu çerçevede çalışmada kısaca Mills’in iktidar seçkinleri tezi kısaca özetlendikten sonra, Türkiye’nin seçkinlerine ilişkin genel bir değerlendirme yapılmıştır. Muhafazakâr seçkinler ya da Cumhuriyet seçkinleri olarak adlandırılan yerleşik seçkinlerin, kendilerine meydan okuyan yeni bir sınıfla karşılaştıklarında verdikleri tepki, merkez-çevre ilişkisi bağlamında değerlendirilmiş ve ilişkinin merkezine cumhuriyet devrimlerine karşı gelişen dinsel muhalefet koyulmuştur. Ardından 28 Şubat’ı hazırlayan sosyo-politik ve ekonomik durum ortaya konulduktan sonra, 28 Şubat’ın aktörleri Mills’in tezi bağlamında değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Mart 2020 |
Gönderilme Tarihi | 23 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |